Güncel Türkçe Sözlük
çökmek
-
nsz Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak
"Toprak çökmek. Yol çökmek." - Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak
"Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek." -
-e Çömelmek
-
-e Oturmak, birdenbire oturmak
"Soluk soluğa yere çöktü." - F. R. Atay
- Deve, sığır vb. olduğu yere oturmak
"Boz renkli bir kaya, tıpkı çökmüş bir hecin sırtını andırıyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- Şakak, avurt vb. içeri doğru girmek, çukurlaşmak
"Kadının yanakları daha fazla çöktü." - H. E. Adıvar
- Basmak, yayılmak
"Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor." - N. F. Kısakürek
- Sis, duman vb. inerek kaplamak
"Alaca karanlıklar çökerken köşk bahçesinin parmaklıklarında görünmektedir." - S. Birsel
- Sarsılıp dinçliğini yitirmek
"Şayet iradesiz bir adamsanız az zamanda çürüyüp çökmeniz pek mümkündür." - R. H. Karay
- 10. Tortu dibe inmek
- 11. Son bulmak, yıkılıp dağılmak
"Bir gün vatan çöktü ve millî mabetler istila edildi." - A. Gündüz
- 12. -e Yoğun bir biçimde duymak
"Mustafa Kemal'in içine ilk defa bu lisede vatan kaygısı çöktü." - F. R. Atay
"çökmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Sizler o kadar masum, seksi ve çekicisiniz ki önünüzde diz çökmek, kulunuz köleniz olmak istiyorum.