Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
çözücü
  • isim, kimya Başka bir maddeyi çözme özelliği olan şey
    "Altın suyu altının çözücüsüdür."
  • teknik Elektronik alıcılar için şifre veya bilgi çözücü, dekoder
Kimya Terimleri Sözlüğü (II)
çözücü
  1. Genellikle katı bir özdeği, kendi .kimyasal yapısında değişme olmaksızın çözen sıvı.

  2. Tektürel bir karışımda nicelikçe daha çok olan.

  3. Asitlerin kimi metalleri çözmesi gibi, bir özdeği kimyasal tepkimeyle çözen sıvı.

Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
çözücü

Maddeleri çözebilen sıvı, solvent.

Fizik Terimleri Sözlüğü
çözücü

bk. çözgen.

Uygulayım Terimleri Sözlüğü
çözücü

fizik, kimya, metalbilim: Başka bir özdeği içinde çözen, erimiş duruma getiren (özdek, nesne ya da ortam).

Vikipedi
Çözücü (bilgisayar)

Çözücü (ingilizce Codeccoder ve decoder) veri ve sinyallerin dijital ortamda sıkıştırılarak kodlanması ve tekrar çözülmesini sağlayan yöntemdir. Herhangi bir video formatından başka bir video formatına (örneğin MPEG-2 yi MPEG-4 e veya MP3 ü WMA ya) dönüştürme işlemine Transcode (video çevirme) de denilmektedir.

Çözücü (kimya)

Çözücü bir katıyı, sıvıyı ya da gaz çözünen maddeyi çözerek çözelti oluşturan sıvı ya da gaz maddedir. Günlük hayatta en yaygın çözücü sudur.

Yaygın olarak kullanılan diğer çözücüler organik ( karbon içeren) kimyasallardır. Bunlara organik çözücüler denir. Çözücülerin genellikle kaynama noktaları düşüktür ve kolaylıkla buharlaşır ya da damıtma yoluyla ayrılarak arkalarında çözünmüş maddeyi bırakırlar. Genellikle çözelti içinde çözücüler çözünen maddeden daha fazla bulunur. Çözücüler aynı zamanda bir karışımdan çözünebilir birleşikleri çıkarmak içinde kullanılabilir, örneğin çayın sıcak su ile demlenmesi gibi. Çözücüler genellikle berrak ve renksiz sıvılardır ve çoğunun karakteristik bir kokusu vardır. Organik çözücüler, kuru temizleme ilacı (tetrakloroetilen gibi), boya inceltici ( toluen, terebent gibi), tırnak cilası çıkarıcı ve yapıştırıcı çözücüsü ( aseton, metilasetat, etilasetat gibi), leke çıkarıcı (heksan gibi), deterjan, parfüm içeriği ( etanol) olarak ve kimyasal sentezde kullanılır. Su dışında diğer inorganik çözücülerin kullanışı genellikle kimya araştırmaları ve bazı teknolojik süreçlerle sınırlıdır.

"çözücü" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, "Yurt genelindeki 67 bin 898 kilometrelik yol ağımızda, 422 kar mücadele merkezimiz, 8 bin 778 adet makine ve ekipman, 400 bin ton tuz, 2 bin 800 ton buz çözücü, 382 bin ton agrega ve 12 bin 300 personelimizle kış mücadelesi yürüteceğiz" dedi.

Karla mücadele çalışmaları kapsamında gerekli hazırlıkların yapıldığını ifade eden Turhan, araçların yolda kaymasını önlemek için yaklaşık 400 bin ton tuz, 380 bin metreküpten fazla agrega (kum ve çakıl karışımı) ve 2 bin 886 ton kimyasal çözücü depolandığını bildirdi.

Yurt genelindeki 67 bin 898 kilometrelik yol ağımızda, 422 kar mücadele merkezimiz, 8 bin 778 adet makine ve ekipman, 400 bin ton tuz, 2 bin 800 ton buz çözücü, 382 bin ton agrega ve 12 bin 300 personelimizle kış mücadelesi yürüteceğiz.

Dış uyarılar, sıcaklık, pH, çözücü, iyon, ışık, iyonik güç, elektrik, manyetik alan ve mekanik etki olarak ortaya çıkmaktadır.

Ancak bu yaklaşım problemi kökten çözücü olmayıp, kasların paralizi ile palyatif tedavi amaçlı kullanılmaktadır.

Psikolog Özge Çetinkaya, sorumluluklardan uzaklaşmanın hiçbir şey yapmadan zaman geçirmek olmadığını, aksine yeni bir şeyler öğrenme, yeni insanlarla tanışma, yeni yaşam şekilleri hakkında bilgilenme, keyif verici etkinlik ve aktivitelerde bulunma, hayata dair pratik ve sorun çözücü davranış kalıpları geliştirme gibi aktivitelerle rutinin dışına çıkarak, stresli yaşamdan uzaklaşabilmek anlamına geldiğini söyledi.

Neyse ki son yıllarda kalp krizi geçiren hastaların daha hızlı bir şekilde hastanelere ulaştırılabilmesi ve erken yapılan acil koroner anjiyografi sonrasında yapılan pıhtı çözücü ilaçlar ve hayat kurtarıcı stentler sayesinde anevrizma oluşumu da ciddi oranda azalmıştır.