Güncel Türkçe Sözlük
-
zarf Deli gibi, delicesine, çılgıncasına
"Mademki Salvotore'yi o derece kıskandım, demek ki kendisine çılgınca âşıktım." - R. H. Karay
- Aşırı bir biçimde
"Şimdi de çılgınca gülmek istiyorum." - A. Ağaoğlu
"çılgınca" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kudüs’ün mukaddes bir şehir olduğunu hatırlatan Öztürk açıklamasını şöyle tamamladı: “Müslümanların ilk kıblesi, manen kutsal bildiğimiz güzel şehir Kudüs, akılsızca davranan siyasetçilerin, çılgınca ihtiraslarına sahne olamayacak kadar manevi hatıralarla dolu mukaddes bir beldedir.
Kudüs’ün mukaddes bir şehir olduğunu hatırlatan Öztürk açıklamasını şöyle tamamladı: “Müslümanların ilk kıblesi, manen kutsal bildiğimiz güzel şehir Kudüs, akılsızca davranan siyasetçilerin, çılgınca ihtiraslarına sahne olamayacak kadar manevi hatıralarla dolu mukaddes bir beldedir.
Hikmet, 8 milimetrelik film kamerasının tutarını denkleştirebilmek için çılgınca para biriktirdi.
Oysa bu para piyasada kalsaydı, kredileri fonlamak için çılgınca kaynak arayan bankalar tarafından iş dünyasına kredi olarak kullandırılabilecekti.
Güney Koreli sanatçı PSY'nin dünyayı kasıp kavuran şarkısıyla kamera karşısına geçen gelin, damat, arkadaşları, Başkan Dinçberk, düğün konukları, belde halkı sokaklarında çılgınca Gangam Style dansı yaptı, şarkıyı söyledi.
Standard Sport'a konuşan Söğüt, Mesut Özil'in yaz döneminde çılgın bir teklif aldığını belirterek, ''Yaz döneminde Asya'dan, haftalık 1 milyon sterlin değerinde çılgınca bir teklif aldık.
Çok uzak deplasmanlara gittiğimizde bile kendilerine ayrılan alanı doldurup bizi çılgınca destekliyorlar.
O da bana şehrin küçük olduğunu, ancak insanların futbola çılgınca bir aşk duyduğunu söyledi.