Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
çatlamak
  • nsz Parçaları ayrılıp dağılmayacak bir biçimde yarılmak
    "Eğer çay doldururken bardak çatlarsa, üzerlerinde nazar olduğuna hükmeder, gidip bir koşu ateşte tuz çevirirdi." - E. Şafak
  • Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak
    "Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı." - A. H. Tanpınar
  • Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan, ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek
  • -den Sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak
    "Neredeyse sevincinden yüreği çat deyip ortasından çatlayacaktı." - Y. Kemal
  • Ses pürüzlü, bozuk çıkmak

"çatlamak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bu konuda sendikalar olarak şiddet ile ilgili caydırıcı ve önleyici nitelik taşıyan yasal düzenlemelerin yapılması için başlatmış olduğumuz imza kampanyalarının haklılığı ve bu güne kadar sağlanmış olan desteğin, tepkileri ölçmek ve sabır taşının çatlamak üzere olduğunu görmek için yeterli olduğunu artık tüm yetkililer görmelidirler.

Dışarında fırtınalar kopmaktadır, kar, buz, don iklimseldir ancak karın altında toprak yeni şeyleri gebe olmanın sancısıyla kabarmakta, içindeki tohumlar çatlamak için sabırsızlanmaktadır.

Son yıllarda şahit olduğu ikiyüzlülük karşısında milletimizin sabır taşı çatlamak üzeridir.