Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu,
töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife,
vecibe
"Şimdiye kadar ihmal ettiğim için kendimi suçlu saydığım bir ödevi yerine getirdim." - N. Hikmet
- Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği
çalışma
"Öğretmenleri ödev vermiş, ders çalışıyorlar." - A. Ümit
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
vazîfe. ~ ler: vezâif, vazîfeler.
Felsefe Terimleri Sözlüğü
Yapmak zorunda olduğumuz, yapmamız gereken şey; ahlakça yükümlü olduğumuz şey. Ödev duygusu:
Ödevlere karşı sorumluluk duygusu.
İstemelerimizin belirleyicisi olarak ahlak yasası üzerine bilinç (Kant).
Eğitim Terimleri Sözlüğü
Belli bir ders konusu ya da ünitesi ile ilgili olarak öğrencinin yapması gereken zihin ya da beden çalışması.
Tek bir öğrenciye ya da bütün bir sınıfa, üzerinde düşünmeleri ve çalışmaları için verilen konu, sorun, iş. bk. ev ödevi, sınıf ödevi.
Vikipedi
Ödev, (, Ev ödevi) eğitimde öğretmenlerin öğrencilere vermiş olduğu işe ve çalışmaya verilen isimdir. Özellikle ödevlerde bazılarında yapılanları tekrar etme de bulunmaktadır.
"ödev" kelimesinin kullanım örnekleri.
Ziyarette Iğdır Besti Aydeniz Kız Teknik ve Meslek Lisesi Müdürü Suat Vural, dernek çalışmalarını taktir ile takip ettiğini belirterek, Revan doğumlu bir ailenin torunu olduğunu ve bu konularda hassas olduklarını belirterek, bu yıl içerisinde öğrencilere verilen ödev ve projelerde sözde soykırımla ilgili konuları ele alacaklarını söyledi.
Meslek saygısını kaybetmiş öğretmenler de velilere kendisine iyi öğretmen dedirtebilmek için gereğinden fazla ödev vermekte.
Eğitim koçluğu, TEOG kampı, ödev merkezi gibi isimler altında dershanecilik yapmaya devam eden kurslara toplam 2 milyon TL ceza kesildi.
Mektubu Fransız lider İngilizce öğrenirken ödev olarak hazırlamış ve düzeltilmek üzere İngilizce öğretmenine göndermiş.
Ödev konusunda genç kıza yardım eden görme engelli Nihan Ersezer ise duyarlılığın diğer işletmelerde de devam etmesini istedi.
Öğrencilerden Halil İbrahim Eyice ise bir ödev kapsamında hazırladıkları projeye duyarlı vatandaşların ilgisinden memnun olduklarını söyledi.
Millet Kıraathanesinin Niğdeli gençlerin toplanma, sohbet etme ve buluşma yeri haline geldiğini ifade eden Başkan Rifat Özkan, öğrencilerin ders çalışıp ödev yaptığı, gençlerin de keyifli vakit geçirdiği bir mekan olduğunu söyledi.
Konuya eğitimci yönüyle yaklaşan Yasemin Pakkan ise öğrencilere ödev vermemeleri noktasında öğretmenlere seslendi.
Ortadoğu'da bölme ve parçalama üzerine kurulu bir hikayenin sahnelenmeye çalışıldığı dönemde, Türkiye sosyolojisini, birlik yapısını bir arada tutmak, milli birliği siyaset için bir ödev haline getirmek, dayanışma saflarını sıklaştırmak için cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirildiğini ifade eden Naci Bostancı, iktidar olmak isteyen her partinin başka birileriyle bir araya gelmesinin zorunlu olduğunu belirtti.
Okul müdürü Çetin Akın, burada yaptığı konuşmada, Atatürk'ün uğruna can verilecek değerler, sahip çıkılası bir miras ve yapılması gereken ödev ve görevler bıraktığını belirterek, Atatürk'ün Türk ulusu için bağımsızlık, uygarlık, bir ulusun yeniden yükselişi demek olduğunu ifade etti.
Okullarda öğretmenler ödev vererek öğrencilerin günün anlam ve önemini daha iyi anlamalarını sağlıyorlar.