Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
ödeyebilmek
  • -i Ödeme ihtimali veya imkânı bulunmak
    "Kendi canıyla bile ödeyebilir bu tutumunu." - N. Uygur

"ödeyebilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Yolcudağ'ın, 3 yıl önce vefat eden babasının beynindeki tümörü tedavi ettirebilmek için çevresinden yüklü miktarda para alduğu ve şu anda 380 bin lira borcunun olduğunu belirttiği ve bunu ödeyebilmek için böyle bir olaya giriştiğini söylediği ifade edildi.

Gazilik unvanı verilmediği için ortada kalan Hasan Akbulut, işsiz kaldığı 8 aylık süreçte ailesine bakabilmek ve icralık olduğu borçlarını ödeyebilmek için ilçede atık malzeme toplamak zorunda kalmıştı.

İncirliova ilçesi ile Aydın ve Erbeyli arasında her gün bisikleti ile dolaşıp teneke kutu ve depozitolu şişe toplayan 72 yaşındaki Habip Sevinç, maliyeye söz verdiği aylık 270 lirayı ödeyebilmek için yeniden çalışmaya başladı.

Mevcut gelirle bu parayı ödeyemeyeceğimiz için devlete verdiğimiz sözü tutup borcumuzu ödeyebilmek için gençliğimde kullandığım bisikletle yol kenarlarında teneke kutu ve depozitolu şişe toplamaya başladım.

Suriye'de daha önce din hizmetlerinde çalışan İmran ve Rima el Hüseyni çifti, Türkiye'ye vefa borçlarını ödeyebilmek ve çok sevdikleri ilim konusunda insanlara yardımcı olabilmek için bir özel Kur'an kursunda, çok düşük bir ücret karşılığında eğitim vermeye başladı.

Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında olan borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilecek.

Borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemelen bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilecek.

Yasal düzenlemelere göre borçlarını ödeyemeyen şirketler vade uzatımı veya tenzilat yapılarak borçlarını ödeyebilmek için ya da olası bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebiliyorlar.

Çoğu araç sahibi, astronomik cezaları ödeyebilmek için araçlarını sattı.

Mo'nun kumar borçlarını ödeyebilmek için, aileden borç alabilmek umuduyla evde yangın çıkarttığı bildiriliyor.

Hali hazırda üreticilerin önemli bir bölümü ihtiyaçlarını karşılamak ve borçlarını ödeyebilmek için elindeki fındığı kısa zamanda satmak zorundadır.