Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Ölçme ihtimali veya imkânı bulunmak
"Arzu edersen bunu ölçebiliriz." - İ. O. Anar
"ölçebilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Zeka testleri, bireyin zihinsel becerilerini ölçebilmek ve bu ölçüyü diğer bireylerin ölçüm sonuçlarıyla karşılaştırabilmek amacıyla geliştirilmiştir.
Ronald Crystal yönetiminde çalışan bir grup bilim adamının, bir kısmı sigara içen, bir kısmı ise hiç sigara içmemiş 121 gönüllü denek üzerinde genetik aktivite bakımından solunum yolu hücrelerini inceleyen araştırmasında, deneklerin sigara dumanına maruziyetini objektif olarak ölçebilmek için nikotin ve kotinin gibi nikotin metabolitleri ölçüldü.
Özel okullarda sınıflandırma sistemine değinen Avcı, okulları oteller gibi yıldızlamak için değil, teşviklerden yararlanacak özel okulları nesnel olarak ölçebilmek için böyle bir sınıflandırmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Dolayısıyla okullarımızı oteller gibi yıldızlamak için değil, teşviklerden yararlanacak özel okullarımızın hangi teşviklerden, ne oranda yararlanabileceklerini nesnel olarak ölçebilmek için böyle bir sınıflandırmaya ihtiyacımız var.
Amacımız yaptığımız işin sahadaki sonucu nedir, bunu ölçebilmek için oradan bize dönüşlerin olması lazım.
Bu hizmetlerin ruhumuza kattığı manevi huzuru inanın hiçbir şeyle ölçebilmek mümkün değildir.
Salihli Devlet Hastanesi olası bir afet olayı sonrası, hastanenin ne kadar hazırlıklı olup olmadığını ölçebilmek için Acil Servis önünde tatbikat gerçekleştirildi.
Kandaki trigliserid miktarını ölçebilmek için belirli kan testlerinin yaptırılması gereklidir.
Erken evre yüzeysel kanserlerin derinliğini ölçebilmek için ise teknolojik ön incelemeler kullanılıyor.