Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Önleme ihtimali veya imkânı bulunmak
"önleyebilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Yabancı firmaları denetleyebilme imkanı yok, yurtiçinde bu malların kayıt dışı satışlarını da önleyebilmek mümkün olamıyor.
Sadece şokları önleyebilmek ve geciktirebilmek için bir takım öncelikleri var diyebiliriz.
Aslında günlük yaşamımızda hepimizin örneğin trafik kazalarını önleyebilmek, bir işin tamamlanabilmesi, önemli bilgileri hatırlayabilmek için konsantre olabilmemiz gerekir.
Bunu önleyebilmek terörün dışında, Kürt kökenli, Güneydoğu Anadolu'da yaşayan aşiretlerin iradesini alarak, onların iradesiyle adaylar belirleyerek PKK'yı siyasi boyutta da yok edebilecek birliktelik diyorum ben.
Bu yüzden diyabeti önleyebilmek için riskli kişilerin mutlaka taranması gerekmektedir.
Yetiştiricileri şap aşılama programına katılım sağlamasını isteyen Engin, şap hastalığını önleyebilmek için çalışan personele de yetiştiricilerin yardımcı olması gerektiğini söyledi.
İletişim dünyasının bu kadar geliştiği dönemde bunu daha önceden tespit edip önleyebilmek de belki mümkün olabilirdi, onların da analiz edilmesi lazım.