Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Övünmek işi, kıvanç, iftihar
"Ağabeyimiz övünmeyi çok seviyordu." - A. Kutlu
"övünme" kelimesinin kullanım örnekleri.
Tarih onlar için, övünecek bir şey bulamadıklarında kendilerine yeni övünme stokları yaratacakları bir böbürlenme hurdalığı.
Sadece kendimiz değil Ereğlili tüm vatandaşlarımızın övünme ve gururlanma hakkı vardır.
Bugünden geriye baktığında Ertuğrul Akbay'ın bunları, o dönemin şartları içinde mübalağalı bir övünme meselesi olarak söylediğini düşündüğünü dile getiren Koru, Akbay'ın söz konusu ifadelerinin o günün şartları içinde söylendiği ve gerçek olmadığı hissine kapıldığını anlattı.
Hiç kimse kendi seçimi olmayan cinsiyetini, övünme ya da yerinme unsuru olarak görmemelidir.
Son peygamberin ümmeti olmak ve emperyalist olmayan bir medeniyetin mirasçıları olmak bir övünme gerekçesi değil, çağı ve insanı değerlerimizle kuşatma sorumluğunu yüklenme gerekçesidir.
Özellikle kardeş kıyaslamasından kaçınılmalı ve karneyi övünme ve utanma nedeni olarak görmemeliyiz.
Yüzde 65'i kaçak, ruhsatız, depreme dayanıksız olan bir İzmir mi övünme kaynağımız olacak.
Artık geçmişte yaptıkları kötülüklerle övünme dönemine girip, kendilerine geçmişi yad ediyorlar.