Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Üstüne almak, yüklenmek, deruhte etmek
"Babam üzerinde durmamış, onun papara payını da üstlenen annem ise bunu bir mesele hâline getirip küplere binmişti resmen." - E. Şafak
"üstlenmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Türk Borçlar Kanunu açıkça der ki irade açıklamasında hataya düşen, gerçekte üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için veya daha az karşı edim için iradesini açıklamışsa, irade sakatlığı esaslıdır.
Diğer taraftan da toplumumuza sağlıklı doğal ürün yedirme noktasında bir sorumluluk üstlenmek istiyoruz.
Düzenleme yardımcı eczacı çalıştırmanın yaklaşık 5 bin liraya ulaşacak maddi külfetini üstlenmek istemeyen eczane sahiplerine de herhangi bir yaptırım öngörülmemesi nedeniyle tartışılıyordu.
Bu camiada görev üstlenmek ile siyasette yer almak arasındaki kesin çizgi aynen korunmalıdır.
Burası aşiret bölgesi olduğu için babam 'üstlen' deyince üstlenmek zorunda kaldım.
Uyuşturucuyla mücadelede kamu kurumları, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra toplumun bütün kesimleri sorumluluğu üstlenmek zorundadır.
Buna göre, havalimanlarının çevresindeki iller ve ilçeler, şehir terminali veya terminalleriyle havalimanının kara tarafı arasındaki gidiş ve geliş taşıma işletmeciliğini üstlenmek için talepte bulunan gerçek veya tüzel kişilerin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından onay alması gerekecek.
Schuchat ayrıca, alzaymır hastalığı olan yaşlı Amerikalıların sayısı arttıkça aile üyelerinin de daha önce hiç olmadığı kadar duygusal ve fiziksel açıdan zor roller üstlenmek zorunda kaldıklarını ifade etti.