Vikipedi
Şathiyye, Türk edebiyatının en gizemli türlerinden biridir. Şairlerin cem sarhoşluğuyla adeta Tanrılaştığı, Tanrı ile teklifsiz konuştuğu çizgi dışı şiirlerdir. Şathiyyelerin eşyanın mantığına aykırı, saçma (absürt) gibi görünen alaycı bir anlatımları vardır. Deli saçması veya çocuk tekerlemelerine benzerler. Bu özellikleri sebebiyle, insan aklında ilk anda bir sarsıntı meydana getirir, dinleyenleri tebessüme ve düşünmeye sevkederler. Bu sıra dışı sözlerin altında saklı anlamı araştırma ve anlama konusunda güçlü bir merak uyandırırlar.
Bir gece Meryem'de misafir kaldık, biz İsa'nın öz babasıyız , diyen şair acaba ne demek istemektedir? Bu ana gelinceye kadar anadan üç kez doğdum, babamdan hamile kaldım, anamı dört kez doğurdum, ne demektir? Kurbağanın leylekten kız alıp düğün etmesi, angıt kuşunun imam, toyun müezzin olup nikah kıymaya gelmesi, tavşancılın tambur, domuzun davul, ayının zurna çalması, karganın eteklik giymesi, susığırı, kedi ve sıçanın raksedip oynaması, neyi anlatmaktadır?Hiç şüphesiz, bu edebi, örtülü ve gerçeği gerçek üstü bir üslupla anlatan sözler, dini tasavvufun ağır bastığı ve sufilerin yanlış anlaşılmaktan kaçındıkları zamanların ürünüdür.
Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegilBilmez misin cahillerin nice geçer zamanesi Yunus bir söz söylemiş hiçbir söze benzemez
şeklindeki sözleri, bu örtülü anlatımın gerekçesini açıklar.Şathiyyeler, bu sembolik anlatım özelliğinden dolayı, " işaret dili", "mana dili" veya " kuş dili" olarak da nitelenirler. Yunus Emre'nin "dilsizler haberi" olarak nitelediği sözlerin içinde şathiyyelerin de bulunduğu muhakkaktır:
Dilsizler haberini kulaksız dinleyesi Dİlsiz kulaksız sözin can gerek anlayası