Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
ağırlaşmak
  • nsz Ağır duruma gelmek
  • Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak
  • Gökyüzü bulutlu ve karanlık, iç karartıcı bir hâl almak
    "Büsbütün ağırlaşmış bir hava içinde nerelerden geçtiğimizi artık fark etmiyorduk." - R. N. Güntekin
  • Yavaşlamak
    "Artık yavaş yavaş göçüyor, boyu kısalıyor, teni sararıyor, hareketleri ağırlaşıyordu." - A. Ş. Hisar
  • Gebe kadın doğurması yaklaşmak
  • Yiyecek bozulmaya yüz tutmak
    "Bu et yarına kalırsa ağırlaşır."
  • Organ görevini yapamaz duruma gelmek
  • Ağırbaşlı olmak
  • Güçleşmek, zorlaşmak
    "Geçim şartları ağırlaştı."
  • 10. Hasta tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ağırlaşmak

Yemek bozulmak.