Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Aşma ihtimali veya imkânı bulunmak
- Aşmaya gücü yetmek
"aşabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Özgür Akın, “Üzerinde mevcut olan stereo vision kamera vasıtasıyla derinlik algılayabilme özelliğine sahip olan ARAT’da, çevresinden gelen sesin yönünü tayin ederek o yöne doğru yönelebilme ve ayrıca bu yürüme doğrultusunda önüne çıkabilecek engellerden uzaklaşma ya da o engelleri aşabilmek için strateji geliştirme özelliği mevcut.
Çevresinden gelen sesin yönünü tayin ederek, o yöne doğru yönelebilme, önüne çıkabilecek engellerden uzaklaşma ya da engelleri aşabilmek için strateji geliştirme özelliği mevcut.
Sorgun Belediye Başkanı Murat Gürbüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle yaz aylarında ilçenin yüksek kesimlerinde su sıkıntısı yaşandığını, bunu aşabilmek amacıyla çalışmaların devam ettiğini söyledi.
Mersin Barosu Gökdelen Hizmet binasında gerçekleştirilen seminerde konuşan Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun sürekli değişmesinden dolayı, siyasi iktidarların bu krizi aşabilmek adına dönem dönem yeni birtakım tedbirler aldığını söyledi.
Bazen imkanlarımız kısıtlı olsa da problemleri birlikte aşabilmek için canla başla mücadele ettik ve ivedilikle çözüme kavuşturduk.
Kanserin etkin tedavisi için oluşan ilaç direncini aşabilmek en önemli hedefimizdir.
Küresel anlamda karşımıza çıkan önemli rekabet argümanlarından olan uluslararası standardizasyon kriterlerini aşabilmek için her alanda kalite ve standardizasyona yatırım yapmamız ve buna göre de stratejiler üretmemiz gerekmektedir.
Bu sorunları aşabilmek, bunları soruşturabilmek için vicdandan daha ciddi radikal adımlar atmak gerekir.