"aksatmak" ne demek

"aksatmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Esenyurt’ta yaşayan bedensel engelli lise öğrencileri, yaşadıkları zorluklar nedeniyle eğitimini aksatmak durumunda kaldı.

Çok genç yaşta futbolcu olduğum için okulu tabi biraz aksatmak mecburiyetinde kaldım.

Daha büyük hedefler demek devam eden çalışmaları aksatmak demek değildir.

Bu tip insanların kasıtlı olarak çelişkili beyanlarda bulunarak, FETÖ'cüleri saklamak ve korumak, bu davalarda hakikatin ortaya çıkmasını engellemek, davaların sağlıklı bir zeminde ilerleyişini aksatmak istemeleri, bu davaların adil niteliği ile ilgili kamuoyunda kuşku oluşturmaya yönelik çaba içinde olmaları kuvvetle muhtemeldir.

Heyecanımız vardı, farklı bir heyecanımız oldu ve bunu da aksatmak istemedik” diye konuştu.

Söz konusu taşımacıların yaptığı açıklamalar gerçeği yansıtmadığı gibi yapılması planlanan eylem, sözleşmenin “Toplu olarak direniş yaparak taşımacılığı durdurmak, aksatmak otobüsle birlikte gösteri yapmak, kamu düzenini ve otoritesini sarsacak vb.

Söz konusu taşımacıların yaptığı açıklamalar gerçeği yansıtmadığı gibi yapılması planlanan eylem, sözleşmenin "Toplu olarak direniş yaparak taşımacılığı durdurmak, aksatmak otobüsle birlikte gösteri yapmak, kamu düzenini ve otoritesini sarsacak vb.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan kişilerin bu hakkın kullanımı sırasında diğer hukuk normlarını ihlal etmeleri durumunda, somut olayın özelliklerinin dikkate alınması gerektiği vurgulanan gerekçede, "Trafik akışını kısa süreli durdurmak ya da aksatmak veya trafiği tehlikeye düşürmek gibi fiiller, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasının belli bir düzeye kadar doğal sonucu olabilir.

AK Parti Gümüşhane Milletvekili Hacı Osman Akgül ise gençlere “Azminizi kaybetmeyin” tavsiyesinde bulunarak, “Biz bir tezek yüzünden okulumuzu aksatmak durumundayken şimdi Belediye Başkanımız size 5.

Anayasa Komisyonu için yaptığım çalışmaları aksatmak istemiyorum' dedi.