Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
alışılmış
  • sıfat Her zamanki, mutat
    "Yayımcılar, kazanç amacıyla alışılmış yapıtlar sunarlar okuyucuya." - N. Cumalı

"alışılmış" kelimesinin kullanım örnekleri.

Havadan çekilen görüntülerde AKM'siz Taksim Meydanı’nın alışılmış siluetinin boş kaldığı görüldü.

Çocuklar alışılmış eğitim uygulamalarının aksine oynayarak, eğlenerek, dokunarak, eğitimlere aktif olarak katıarak çeşitli kazanımlar elde ediyor.

Havadan çekilen görüntülerde AKM’siz Taksim Meydanı’nın alışılmış siluetinin boş kaldığı görüldü.

Gelen kutunuza sahte indirim fırsatlarının gönderilmesi alışılmış bir durumdur.

Toplumumuzda kadınlarımızın alışılmış ve süregelen bir çaresizlik olarak gördüğü ve yaşadığı her türlü şiddetin karşısında olup farkındalık yaratarak hep birlikte şiddete dur diyelim.

Kartın alışılmış veya bugüne kadar kullanılmış yemek kartlarından farklı olduğuna değinen Yenice, "Bu kapalı devre bir karttır.

Suyun sıcaklığının düşmemesi sonucunda bu sürü oluşturan göçücü balıkların göçü, eskiden alışılmış takvime uygun olarak devam etmiyor.

Bu Parkinsonizm alışılmış Parkinson hastalığına nazaran ilaçlara dirençlidir ve kalıcı etkiler bırakabilir.

Çift görme veya gözün irade dışı hareketi, vücudun herhangi bir bölgesinin kısmen veya tamamen felç olması, ellerin titremesi, mesane ve kalın barsak kontrolünün kaybı, sendelenme veya denge kaybı, dilde peltekleşme gibi konuşma bozuklukları, aşırı halsizlik ve kendini alışılmış biçimde yorgun hissetme, koordinasyon bozukluğu, uyuşma ve karıncalanma hissi, ayakların belirgin şekilde sürüklenmesi belirtileri arasındadır.