Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
alışılmamış
  • sıfat Nadir, bilinmeyen, az rastlanan
    "Toprak rengi yüzünde alışılmamış çizgiler vardı." - S. F. Abasıyanık

"alışılmamış" kelimesinin kullanım örnekleri.

İlk kadın rektör adayı unvanı da alan Kadriye Altok çalışmalarına hızla devam ediyor Seçimlerin diğer alışılmamış bir yönü de bizzat mevcut rektörün yazılı talimatıyla tüm adaylar üniversitenin tüm duyuru ve iletişim kanallarını eşit olarak ve rahatlıkla kullanıyor olması.

Ayrıca Ksenofon adındaki kötü hava koşulları, şiddetli rüzgârlar ve bu dönem için alışılmamış düşük ısı düzeyi ile ülke genelinde sorunlar yaratmaya devam ediyor.

Tekdüzeleşmiş mekânlar arasından gerek konseptinizle gerekse alışılmamış çeşitteki menünüzle sıyrılıyorsunuz.

Mat ve metalik pudralar ise alışılmamış görünümler için balsamlı ya da balsamsız olarak tek veya birden fazla kat halinde uygulanabilir.

Başkanlık kararnamesinde, Kuzey Kore hükümetinin politikaları ve eylemlerinin, ABD'nin ulusal güvenliği, dış politikası ve ekonomisine olağanüstü ve alışılmamış tehdit oluşturduğu ifade ediliyor.

Kral Tacı Modeli: Şiş ya da tığ ile yapılan model alışılmamış farklı bir görüntüye sahip olan örgü modellerinden.

Trump’ın başlattığı ticaret savaşı dünya ticaretinde alışılmamış hareketlere neden olacak.

Ancak özelikle gençlerin ve aydınların gösterdiği büyük ilgi, hareketi gerçek ama alışılmamış bir parti haline getirdi.