Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
alabildiğine
  • zarf Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde
    "Bir tarafı alabildiğine deniz, bir tarafı alabildiğine boş çöl." - F. R. Atay
  • Olanca hızı ile
  • Aşırı derecede, gereğinden çok, gırla, sıvırya
    "Kaldığı kliniğin başhekiminden gelen mektuplarda yazılanlara bakılırsa etrafında olup bitenlere karşı alabildiğine kayıtsızdı." - E. Şafak

"alabildiğine" kelimesinin kullanım örnekleri.

Pelesen, bu konutların enerji kimlik belgesi uygulaması kapsamında değerlendirildiğinde en düşük seviye olan "F" notu alabildiğine dikkati çekerek "Yönetmelik değişikliği olduğunda, vatandaşta 'ceza yiyeceğiz' korkusu oluştu.

Biz gençlerin hayal dünyasını yasaklarla çevrelemeyi değil, alabildiğine genişletmeyi hedefliyoruz.

Hele İstanbul gibi kaotik ve alabildiğine yorucu bir şehirde yaşayanlar için.

Yeterli önlem alınmadığından Karadeniz çevresi alabildiğine kirlenmiş, denizde ve çevresinde canlı yaşamı büyük tehlike altına girmiştir.

Alabildiğine yeşil, Alabildiğine sosyal bir yaşam alanı olarak planladığımız Filyos Park ilçeye değer katacak.

Artık hayatlarımız alabildiğine kalabalıklaşıyor ama dünyalarımız alabildiğine yalnızlaşıyor.

Her şeyi geride bırakıp iyot kokusunu alabildiğine içine çekmek isteyenler, 30 arkadaşınıza da haber verin, hazırlansınlar!

Bu üç büyük romancı genç edebiyatseverleri alabildiğine etkiliyor, hatta kimileyin tartışmalara yol açıyorlardı.

Afrika topraklarının alabildiğine düz, bakir ve deve kuşlarının uçamayan albino kanatlarını rüzgara savurduğu Oudtshoorn'a gelin.