Güncel Türkçe Sözlük
alazlamak
-
-i Bir şeyin yüzünü alevden geçirmek, aleve
tutmak
- Sızlatmak, yakmak, acı vermek
"İspirto tatlı bir hararetle midesini alazladı." - R. H. Karay
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
alazlamak
Bir şeyi ateşe tutup çekmek, alev yalamak, hafifçe yakmak: Çocuk elbiseyi ateşe düşürmüş alazlamış
Ateş yakmak, çalı çırpı tutuşturmak.
Alazlama hastalığına tutulmak.
Alazlama hastalığını ateşle veya kızgın bir şeyle tedavi etmek.
Dövmek, korkutmak, can yakmak: Ahmedi iyice alazladım.