Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
alet
  • isim Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
  • Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç
  • teknik Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri
  • Maşa
    "Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu
Tarım Terimleri
alet

bk. araç.

Vikipedi
Alet

Alet, belirli bir işi yapmak için özel olarak üretilmiş, iş sürecinde kullanılan ancak tüketilmeyen nesnedir.

Genellikle el işi yapmakta kullanılan fiziksel nesneler (örneğin çekiç, orak, saban, tırpan vb.) için kullanılmakla birlikte, bir sanatı uygulamakta kullanılan nesneler (örneğin müzik aletleri) ya da bir makine ya da makineyi oluşturan parçaların her biri (örneğin otomobil, tekerlek) de alet sayılır. Alet genellikle fiziksel bir nesne olmakla birlikte, yazılım gibi ürünleri gerçekleştirmek için kullanılmak üzere üretilmiş yardımcı yordamlar ya da yazılımlar (örneğin düzenleme, çizim, test araçları) da alet ya da araç olarak adlandırılır.

"alet" kelimesinin kullanım örnekleri.

Çarşamba akşamları ekrana gelen Jet Sosyete'nin dün akşamki bölümünde Yaşar'ın internetten bir eletronik alet aldığını sanıp başına gelenler kahkaha tufanı yarattı.

Trabzon’un Akçaabat İlçesi’ndeki Akçakale Limanı’nda verimli bir sezon geçiremedikleri için algarna (tekneden denize atılıp dibi taramak suretiyle midye avında kullanılan alet) yöntemiyle avcılık yaparak geçimlerini sağlayan küçük balıkçılara sahilden 500 metre kuralı nedeniyle para cezası kesilmeye başlandı.

Salyangozun en verimli ayı olan Haziran ve Temmuz ayında algarna (tekneden denize atılıp dibi taramak suretiyle midye avında kullanılan alet) ile çalışmak istiyoruz.

Yoğun bakımın üçüncü katta olmasının tıbbi bir sakıncasının görülmediği, gerek Türkiye’de ve gerekse yurt dışındaki hastanelerde yoğun bakımların farklı katlarda olabildiği, tıbbi donanım açısından değerlendirildiğinde, yoğun bakım ünitesinde gerekli tıbbi donanımın bulunduğu, eksik herhangi bir cihaz ya da malzeme olmadığı, ambu (manuel solunum yaptırmaya yarayan alet) vb.

Teknolojinin hızla ilerlemesinin günlük hayatı kolaylaştıran elektrikli ve elektronik alet ve cihazların kullanımını arttırdığı ve bunun da istenmeyen bir elektronik atık sorununu doğurduğu belirtilen açıklamada, elektrikli ve elektronik ekipmanların bazılarının kurşun, berilyum, baryum ve civa gibi çevre ve insan sağlığını tehdit eden toksik maddeler içerdiği kaydedildi.

Bu 15 kişi kendi başlarına karar vermişler de, gelmişler de, devletin bütün imkanlarını kullanmışlar da, yanlarında testereler getirmişler de, bir insanı kesmek biçmek için gerekli olan bütün alet edevatı getirmişler de bu kararı kendi başlarına vermişler.

Islah etmek adına bozgunculuk yapma karakterine sahip olan misyoner kuruluşlar maalesef bu çocuklarımızı her türlü kirli fikir ve emellerine alet edebiliyorlar.

Başka kulüpler taraftarlarını bütünleştirebilmek için Beşiktaş'ı alet etmesinler.

O nedenledir ki, toplumun tercih ve yönelimlerine saygısız ceberut yapılar basını susturmanın, karartmanın veya onu kendi maksatlarına alet etmenin ve aracı kılmanın yollarını denemişlerdir.

Yörük kadınını tanıtan Keles bebekleri 13 parçalık elbiselerden oluşan kıyafetleriyle, Dizge veya halk arasında kullanılan ismi ile çizge denilen, bele dolanan yün kuşak özel bir ahşap alet ile 3 saatte elde dokunuyor.

Bu bizim sergilediğimiz eşyalar hep atalarımızın kullandığı alet ve edevat.

Ekipler denetimlerde, Ramazan ayının simgesi pidelerin gramajlarının ölçümü, kapalı ürünlerde son kullanma tarihi, iş yeri temizliği, alet edevat temizliği ile evrak incelemeleri yaparak gerekli uyarılarda bulundu.

Burada sadece alet edevat değil, süs eşyalarının da üretildiğini anlıyoruz.

Deneyimin ötesinde de vurgulanması gereken alet, edevat ve ekipman, bu yaştaki çocuğa uygun ekipman çok önemli, erişkinler için bir problemimiz yok.

Türk çiftçisinin kullandığı alet, edevat dünya ortalamasının çok gerisinde değil.