"anlamlandırmak" ne demek

"anlamlandırmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Damat Eskin de mutlu günlerini daha da anlamlandırmak için etkinliğe damat ve gelinlikleriyle katıldıklarını belirtti ve tüm şehitlere Allah'tan rahmet diledi.

Bugün fakülteye adını veren rahmetli Ali Fuad Başgil hocamızın ilkeleri doğrultusunda hayatı yaşamak, hayatı öyle anlamlandırmak ve ondan sonrada iyi bir hukukçu olmak daha çok önemlidir.

Bunu başararak grupta yakaladığımız başarıyı anlamlandırmak istiyoruz.

İnsanoğlu doğumundan ölümüne kadar hep merak içindeydi, yaşadığı çevreyi keşfetmek anlamlandırmak ve yaşamı kolaylaştırmak adına.

Tamara müzikle, dansla ruhunu arındırırken varoluşunu da anlamlandırmak için mücadele verir.

Vali Demirtaş mesajından daha sonra şunları kaydetti: "Bugün geldiğimiz noktada, 30 Ağustos Zaferinin ardından kurduğumuz Cumhuriyetimizi yüceltmek ve güçlendirmek; milletimizin eşsiz bağımsızlık mücadelesini en iyi bir biçimde anlamak, anlamlandırmak ve genç dimağlara ilmik ilmik işlemek en temel sorumluluğumuzdur.

Sorunun ne kadar ciddi olabileceğini kestirmek için iki ülke arasındaki iş birliğinin genişlik ve derinliğini doğru okumak ve anlamlandırmak gerekir.

Müzikle, dansla ruhunu arındırırken varoluşunu da anlamlandırmak için mücadele veren Tamara, dışarıdan gelen fısıltılara, bölünmelere karşın kendini bütünlemeye çalışıyor.

Ülkemizde çözümünün ne yazık ki bulunamadığı kadın istismarı, şiddet, erken yaş evlilikleri, kadınlara karşı yapılan negatif ayrımcılıklar ve daha birçok içler acısı durum devam ederken bugünü anlamlandırmak oldukça zor.

Mehmet Kelleş, " 14 Ekim ’Dünya Palyatif Bakım Günü’ münasebetiyle bugünü anlamlandırmak için servisimizde yatan hastalar ve yakınlarını kaybetmiş hastalar adına hastane kampüsümüzde bir anı olması için ağaç dikim programı düzenledik.

Yaşananları anlamlandırmak, olası gelişmeleri farklı yönleriyle öngörebilmek için atılması gereken adımlar uzunca bir liste oluşturuyor.