Vikipedi
Anti-entelektüalizm veya aydın karşıtlığı, entelektüellere ve entelektüalizme güvenmeme ve düşmanlık duymayı kapsayan düşüncedir. Larousse sözlüğünde "aklın üstünlüğünü ve bilimin değerini tanımayı reddetme" olarak tanımlanır. Genelde eğitim ve felsefenin küçümsenmesi, sanatın, edebiyatın ve bilimin pratik yanı olmayan ve hatta aşağılık alanlar olarak görülmesi şeklinde dışa vurulur.A Handbook to Literature (1980), Dördüncü baskı, C. Hugh Holman, haz. s. 27
Anti-entelektüel düşünüş biçimleri arasında pragmatizm ve Bergsonculuk yer alır. Bu gibi felsefeler akıl yürütmeye güvenilmemesi gerektiğini; hissiyatın düşünceden, içgüdünün mantıktan, derhal hareket etmenin eleştirel düşünüp değerlendirmeden, sonuçların sonuçlara ulaşılan yoldan daha önemli olduğunu savunurlar.
Anti-entelektüeller kendilerini sıradan halkın savunucuları olarak tanıtırlar ve bu şekilde algılanırlar; algıdaki siyasi ve akademik elitizme karşı popülizmin temsilciliğini yaparlar. Eğitimli insanları halkın çoğunun endişelerinden uzak, özel statüye sahip bir sınıf olarak görme, entelektüellerin siyasi tartışma ve yüksek eğitim ortamına hakim olduğunu düşünme eğilimleri vardır.
Sosyolog Ziya Gökalp ise Türkçülüğün Esasları adlı eserinde aydınlarda yüksek bir eğitim bulunduğunu ve bunun onlara medeniyet getirisi sağladığını belirtmektedir. Ona göre halkta hars, yani millî kültür vardır fakat aydınlarda olan medeniyet yoktur. Aydılarda ise hars yoktur. Dolayısıyla bir aydın halka inerek hem harsı öğrenebilir hem de onlara medeniyeti öğretebilir. Gökalp halka inen aydınları "millî" olarak vurgular ve Aleksandr Puşkin gibi isimleri örnek verir.