Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
antikor
  • isim, biyoloji Vücuda giren antijenlere karşı oluşan bağışıklık proteini
Kimya Terimleri Sözlüğü (II)
antikor

Vücuda giren her hangi bir yabancı maddeye karşı vücudun meydana getirdiği savunma maddeleri.

Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
antikor

Bağışık cevap sonucunda kendilerinin oluşumunda etkin olan antijenlerle özgül reaksiyonlar verebilen, B lenfositleri ve plazma hücrelerinden oluşan, molekül ağırlığı 160. 000-970. 000 arasında değişen gama globulinler, immünoglobülin, antibadi. IgM, IgG, IgA, IgD ve IgE olmak üzere beş ana tipe ayrılır.

Biyoloji Terimleri Sözlüğü
antikor

(Yun. anti: karşı; corp: vücut) Özel bir antijene cevap olarak B lenfositleri ve plazma hücreleri tarafından meydana getirilen ve bağışıklıktan sorumlu olan glikoprotein yapısındaki maddeler. İmmunoglobulinler (IgG, IgM, IgA, IgD ve IgE tipleri) ve bunların alt grupları gibi kazanılmış bağışıklık elemanları.

Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
antikor

Antijenlere cevap olarak B lenfositleri ve plazma hücreleri tarafından meydana getirilen ve bağışıklıktan sorumlu olan glikoprotein yapısındaki savunma maddeleri, antibadi.

Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
antikor

(karşıntan) (biyoloji)

Zooloji Terimleri Sözlüğü
antikor

(Yun. anti = karşı, Fran. corp = vücut): Özel bir antigenle yanıtım veren ve kanda meydana gelmiş olan herhangi bir madde, Örnek: Antitoksin, aglütinin.

Vikipedi
Antikor

Bağışan ya da antikor, çok hücreli hayvansal organizmaların bağışıklık sistemi tarafından kendi organizmalarına ait olmayan organik yapılara karşı geliştirilen glikoproteinin yapısındaki moleküllerdir. Bu moleküller organizmayı yabancı moleküllerin yol açması muhtemel zarar verici etkilere karşı erkenden uyararak koruyuculuk sağlarlar. İmmünglobulinler; IgG, IgM, IgA, IgD, IgE tipleri vardır.

"antikor" kelimesinin kullanım örnekleri.

Enfeksiyonun erken döneminde kişinin kanında virüs bulunmasına rağmen antikor ve antijen saptanamamaktadır.

KKKA tedavisinde kullanılmak üzere antiserum geliştirilmesine yönelik geçmişte Bulgaristan ve Rusya gibi ülkelerde çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Bodur, yeterince antikor geliştiremedikleri için vücutlarında virüs çoğalan bu hastaların yaşamlarını kaybettiklerini söyledi.

RAHİM ANORMALLİKLERİ DÜZELTİLEBİLİR Antifosfolipid antikor sendromu tedavisinde, heparin ve aspirin gibi pıhtılaşmayı azaltıcı ilaçlar kullanıldığını kaydeden Doç.

Hastalığa yakalanan kişilerde kullanılmak üzere deneme aşamasında olan ve virüsün etkisini azaltan bir monoklonal antikor hayvanlar üzerinde denenmiş ve etkili bulunmuştur.

İlk monoklonal antikor teknolojisini geliştiren üç bilim adamı Nobel Ödülü kazanmıştı.

Ayrıca son bir yıl içerisinde özellikle monoklonal antikor olarak üretilen bazı ilaçların hastaya verilmesinden sonra, kişinin kanserle savaşma özelliğine sahip kendi hücrelerini harekete geçerek kanserle mücadele etmeye başladığını gördük.

Hedefe yönelik ajanlarla birlikte akciğer kanserinde monoklonal antikor dediğimiz ilaçlarla birlikte kansere karşı gücümüz daha da arttı.

İlk monoklonal antikor teknolojisini geliştiren üç bilim adamına Nobel ödülü kazandırmıştı.

AKCİĞER KANSERİNDE YAŞAM SÜRESİNİ UZATIYOR İmmunoterapide, monoklonal antikor, Nonspesifikimmünoterapi, kanser aşıları ve hücre seklusu olmak üzere dört farklı tedavi yönteminin olduğunu ifade eden Prof.

Bu ise vücudumuzu mikroorganizmalara karşı savunan antikor, lenfosit, makrofaj, nötrofil dediğimiz bağışıklık sistemi hücrelerinin yetmezliğinden ya da işlev bozukluğundan kaynaklanmaktadır.

Migrene karşı geliştirilen antikor iğnesinin hem migren nöbetlerinin sayısını hem de ağrıların şiddetini azalttığı tespit edildi.

Daha önce de insanlar ve hayvanlardaki A tipi grip virüsünün tüm alt tiplerine karşı etkili bir antikor bulunduğu açıklanmıştı.

İnsan vücudunun A tipi grip virüsünün genellikle sadece belirli bir alt tipine karşı antikor ürettiğine dikkati çeken araştırmacılar, bu nedenle, A tipi grip virüsünün her yıl ortaya çıkan yeni bir alt tipine karşı yeni bir aşı geliştirilmek zorunda kalındığını bildirdi.