Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Çok açık, çok belirgin
"Apaçık bir yalanla kızı yanından uzaklaştırıyordu." - H. R. Gürpınar
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
âşikâr.
Yazın Terimleri Sözlüğü
bk. belgin.
"apaçık" kelimesinin kullanım örnekleri.
Art niyet taşıdığı apaçık olan bu haberi kurgulayanlar, keşke bu projeyle eş zamanlı olarak evlenecek düşük gelirli çiftlerin gelinlik ve bindallı ihtiyaçlarını karşıladığımızdan da bahsedilseydi.
Kendilerinin dışında hiç kimseye yaşam şansı tanımayan bu anlayış, apaçık bir diktacı anlayışıdır.
Bu yapı bu milletin dini hassasiyetlerine apaçık suikast düzenlemek istemiştir Kendilerinden başkasını Müslüman görmeyecek kadar enaniyet içinde oldular ve kendilerine her yöntemin meşru kabul edildiği sapkın bir yol çizdiler.
Apaçık ortada duran gerçekleri, faraza bugünün hangi gün olduğunu da tartışmaya açarsak bir yere varamayız.
Kazada eski eşi Hakan Sel ve oğlu Arda Sel'i kaybeden Mısra Öz de kaza anına ilişkin görüntülerde ihmalin apaçık görüldüğünü TCDD yetkililerinin kaza nedenini açıklamalarını beklediğini belirtti.
Ana kademe, Gençlik kolları, Kadın Kolları, Üniversite ve ihtiyar heyeti olamak üzere bütün yaş guruplarına hitap eden teşkilat bünyemizde lise çağındaki kardeşlerimizden üniversiteye uzanan ve dahi ihtiyar heyetinde kadın kollarına ulaşan ve hizmet veren büyük bir teşkilat olduğumuz apaçık ortadadır.
Bu coğrafyada ise, bedenleri burada olduğu halde kalpleri başkaları için çarpan, kendi değerlerine zıt cereyanlara kapılıp ruhlarını satmış yığınla insanın olduğu apaçık ortadadır.
Bu asla bizim kabul etmeyeceğimiz, onaylamayacağımız ve Türkiye'nin birliğine beraberliğine dönük apaçık bir sabotajdır.
Özellikle karışımla ilgili artık işlerin kolay olmayacağını, artık insanların 'Ben cezayı öderim, yoluma devam ederim' şekli bittiğini apaçık ilan etmiş oldu.
Buranın işgali ilkesel olarak bu dünyada yaşayan tüm Müslümanlara ve Araplara karşı apaçık bir saldırıdır.