Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
arızasız
  • sıfat Aksamayan, bozulmadan işleyen
  • Engebesiz, düz
  • zarf Huzurlu, rahat, mutlu bir biçimde
    "Bu mesut ve refahlı hayat güzel güzel, arızasız geçerken ne kıyametler koptu?" - R. H. Karay

"arızasız" kelimesinin kullanım örnekleri.

Enerji hatlarının Türkiye şartlarındaki en yoğun hava şartlarına göre tesis edilmesi gerektiğini, buna göre düzenlemeler yaptıklarını belirten Leventoğlu, “2020 yılında arızasız bir Türkiye’ye gidebilmek için çalışmalarımızı el birliği içinde yürüteceğiz.

Çalışmaların; kazasız, arızasız ve sorunsuz gerçekleştirilmesinin tek çözümü şirketimiz bilgisinde, kontrolünde ve koordinasyonunda yapılmasıdır” denildi.

Asansörlerin üst düzey konfor sunması, sessiz çalışması, arızasız olması ve en önemlisi güvenli olmasının tercih nedenlerinden sadece birkaçını oluşturduğunu belirten Çetinsaya, "Mitsubishi Electric'in yüksek kalitesinin ve fark yaratan ürünlerinin yanı sıra servis ve bakım konularında sorunsuz hizmet alıyor olmamız da bizim için çok önemli.

Çin Komünist Partisi’nin Mao’dan sonra en uzun süreli lideri olan Deng Xiaoping, işbaşına geldikten sonra iki yıl içinde öyle reformlar yaptı ki bugün Çin belki de kapitalist sistemin en arızasız işlediği ülke oldu.

Fabrikanın kampanya döneminde arızasız çalışabilmesi için pek çok fedakarlığa katlanıldı.

Arızasız bir makineyi bile denizin ortasında bir arıza çıkarmasın diye rektefe yaptık.

SPORCULAR İÇİN İDEAL PİSTLERE SAHİP Kayak sporcuları ve yeni başlayanlar için ideal pistlere sahip olan Yeşilova Kayak Merkezi’nin en uzun pistinin 1600 metre, en kısa pistinin ise 950 metre olduğunu kaydeden Müdür Sancar, “Arazi yapısı, arızasız bir yapıda olup, en alt ve en üst seviyeleri arasında yaklaşık 200 metrelik bir kot farkı ve yüzde 15 civarında bir eğim ile 1.

Karahasan, yeni aracın Kastamonu’ya hayırlı olması temennisinde bulunarak, arızasız ve kazasız kullanılması dileklerinde bulundu.

Arızasız sattığını, bakımlarının tamam olduğunu söylüyorsa da belli bir kilometre garantisi verecek.