Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
asıl
  • isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı
    "Bir belgenin aslı."
  • Kök, köken, kaynak
    "Yazının aslı resimdir."
  • Gerçeklik
    "Bu haberin aslı yok."
  • Soy, nesep
    "İnsan, dedi, aslını unutmamalıdır." - S. F. Abasıyanık
  • sıfat Gerçek, esas
    "Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek." - A. Ümit
  • sıfat Bir şeyin temelini oluşturan, ana
  • sıfat Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan
    "Asıl sanat budur."
  • sıfat Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı
    "Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı."
  • zarf (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak
    "Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var." - A. Ümit
Tarih Terimleri Sözlüğü
asıl

Yeniçeri ocağından olanların ulufelerini gösteren defterin özgün nüshası.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
asıl

Ekin.

"asıl" kelimesinin kullanım örnekleri.

Daha sonra Öğretmenliğe yeni başlayan stajyer Kumluca Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Coğrafya Öğretmeni Aydın Durmuş ve Mavikent Ramazan Abacı Ortaokulu Bilişim teknolojileri Öğretmeni Yusuf Erdem yemin ederek asıl öğretmen oldular.

Alışverişte bir yer belleyip hep oraya gitmek, orada satış yapan insanlarla ahbaplık kurmak asıl mesele.

Hayatın sadece bu dünyadan ibaret olmayıp, asıl hayattan ahret alemi olduğu hususu da unutulmamalıdır.

Allah’ın varlığı ve birliği Hazret-i Muhammed Mustafa’nın onun elçisi olduğu ve asıl kurtuluşun ahret mutluluğunda bulunduğu gerçeğini bizlere haykırmaktadır.

Emin Yılmaz; “Asıl tehlike iç ve dış düşmanların birlikte hareket etmeleridir” Ahunt Yakup Yaşlak ardından Erenler Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Emin Yılmaz söz aldı.

Asıl terör iki tane alakasız insanın sırf evlenmek lazım diye, aileleri öyle uygun gördüğü için kurmak zorunda kaldıkları “yuvada” bir ömrü tüketmeye mahkûm olması.

Sergide yüzyıl ve daha önceki dönemlere ait eşyaların bulunduğunu belirten Halk Eğitim Merkezi Müdürü Abdurrahman Algan ise, “Sergiyi düzenlerken asıl amacımız gelenek ve göreneklerimizi yansıtmak, bizden önceki kuşağın yaşam tarzlarını tanıtıp geçmişle günümüz arasında bir bağ kurmaktır.

Devlet büyüklerimiz kadın cinayetlerine, şiddetine karşı birçok tedbir alsa da asıl neden cehalette yatıyor.

Asıl amaç o adamı elbette yok etmek ama Türkiye’yi de bir başka dünya ülkesi gibi göstermek, ekonomiyi altüst etmek.

Yolda başımıza her şey gelebilirdi ama beni asıl düşündüren alıkonulmak değil, milletimize ayakta olduğumuz mesajını veremeden hainlerin tuzağına düşmekti.

Kastamonu Lobisinin asıl amacının Bölge Adliye ( İstinaf ) Mahkemesinin Kastamonu’da kurulmasını sağlamak olduğu belirten Erdoğan, İdare Mahkemesi yoluyla Karabük halkının ayağının Kastamonu’ya alıştırılmak istendiğini söyledi.

Şimdi asıl önemli olan, Abdi İpekçi Kapalı Spor Salonu'nun olduğu bölge, tamamıyla Basketbol Federasyonumuzun emrine amade olacak şekilde yıkılıyor.

Çünkü TSK’nın asıl karar vericileri için bu Avrasyacılık ve anti Amerikancılık havası sadece bir kozdan ibaretti.

Ceza indirimi önerimizin dayandığı asıl amil ve esaslar şu şekildedir: İç barış ve huzur ortamına katkı sağlamak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişte sosyal, ekonomik ve toplumsal kucaklaşmayı bir nebze de olsa sağlamlaştırmak, cezaevlerinde insani olmayan birikme ve yığılmaları sadeleştirmek, FETÖ’cü hakim ve savcıların adalet ve hukuka vermiş olduğu tahribatları gidermek, “kader mahkumu” diye tarif ettiğimiz tutuklu ve mahkumları şartlı da olsa sağduyuyla sahiplenmektir.

Bu önerimizin dayandığı asıl amil ve esaslar; iç barış ve huzur ortamına katkı sağlamak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişte sosyal, ekonomik ve toplumsal kucaklaşmayı bir nebze de olsa sağlamlaştırmak, cezaevlerinde insani olmayan birikme ve yığılmaları sadeleştirmek, FETÖ’cü hakim ve savcıların adalet ve hukuka vermiş olduğu tahribatları gidermek, kader mahkumu diye tarif ettiğimiz tutuklu ve mahkumları şartlı da olsa sağduyuyla sahiplenmektir.