"atabilme" ne demek

"atabilme" kelimesinin kullanım örnekleri.

Kaleyi gördüğü her yerden gol atabilme yeteneği nedeniyle Göztepeli oyuncuya dikkat edilmesi gerektiğini oyuncularına aktaran Şenol Güneş, Demba Ba’ya orta alandan gönderilen pasları engellemeye çalışacak.

Mümkün olduğunca, çocuklara açık havada olma, o enerjilerini atabilme imkanı sağlanmalı.

Demokratik düzen içinde herkesin adım atabilme hakkı sonuna kadar vardır.

Denizli’nin Altınordu karşısında 4-0 mağlup olduğu maçtan sonra bile böyle sonuçların olabileceğini ve Denizli’nin bu yıl büyük başarılara imza atabilme şansı olduğunu ifade etmiştik.

Truth adlı uygulama ise telefonda kayıtlı kişilere kimlik bilgileri görünmeden mesaj atabilme imkânı sağlıyor.

Aynı zamanda toptancılar ile perakendecileri bir araya getirip sorunların çözümü adına ortak adım atabilme noktasında girişimde bulunacaklarına da değinen Gökçe, “Toptancılar ve perakendecilerin çalışma yöntemleri de doğal olarak yaşadıkları sorunlar da birbirinden farklı.

Sarıeroğlu, önümüzdeki dönemde milletin verdiği yetkiye layık olabilmek için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini belirterek, "Türkiye'yi dünyanın en büyük gücü, en büyük ekonomisi yapma konusunda stratejik alanlarda yapacağımız hamlelerle ülkemizin kalkınması ve gelişmesi etkin, hızlı adım atabilme imkanına sahibiz.

Savunma sanayine yönelik birçok adımları atabilme şansımızın olduğunu görüyorum.

Spor alanlarıyla vatandaşlar rahat bir şekilde spor yapıp, stres atabilme imkanı buldu.

Avcı/savaş uçağı F35, havadan havaya füzeler, havadan karaya füzeler, gemi savar füzeleri atabilme yeteneğine sahip bulunuyor.

Fenerbahçe, hem Phillip Cocu hem de Erwin Koeman ile 98 dakikada bir gol atabilme oranını tutturabildi.

Yalnız eksik olan birçok maçta bu sene yaşadığımız son vuruşu yapabilme ve golü atabilme becerisiydi.