Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
atlatabilmek
  • -i, -e, -den Atlatma ihtimali veya imkânı bulunmak
  • Atlatmaya gücü yetmek

"atlatabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ancak öngörüldüğü gibi büyük bir fırtına olması halinde bunu en az zararla atlatabilmek içinde hem vatandaşlarımızın hem de kurum ve kuruluşlarımızın üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekiyor.

Kış olacak ki doğa kendine gelecek, bereket olacak ama bize de olumsuz şartlardan insanlarımızı etkilenmeden kışın güzelliklerini görerek, inşallah trafik kazası olmadan bu kışı atlatabilmek için tedbirler almak ve uygulamak zorundayız.

Grip hastalığına yakalananlar atlatabilmek için gıdasına daha bir dikkat etmelidir.

Olayları denge içinde yürütebilmek, çıkan sıkıntıları atlatabilmek çok kolay şeyler değil.

Günümüzde birçok insan bu hastalıkları daha hafif atlatabilmek için şifalı bitkilere yönelmektedirler.

Türkiye'nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini aktaran Emanet, büyük belalar ve sıkıntıları atlatabilmek için ahlaklı, liyakatli, maneviyatı yüksek bir gençliğe ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaptı.

Şüphelilerin, dedektör köpeğini atlatabilmek amacıyla uyuşturucu bulunan pakete parfüm sıktığı tespit edildi.