Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
aydınlatabilmek
  • -i Aydınlatma ihtimali veya imkânı bulunmak
  • Aydınlatmaya gücü yetmek

"aydınlatabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Rahmet ve mağfiret kapılarının açıldığı bu müstesna gecenin kalplerimizi iman, ilim, hikmet ve hakikat nuruyla aydınlatabilmek için güzel bir fırsat olacağına inanıyorum.

Polis olayı aydınlatabilmek için gece yarısı olayın meydana geldiği bölgedeki yeni sürülmüş bamya tarlasında uzun süre delil aradı.

Araç sahibi ile de görüşen polisin ilginç kazayı aydınlatabilmek için çalışması devam ediyor.

Heyet, bilirkişi ile birlikte kazayı aydınlatabilmek için otobüs durağında incelemelerde bulundu.

Ayrıca polis ekipleri, 2013 yılında faili meçhul olan 1 cinayeti aydınlatabilmek için çalışmalarına devam ediyor.

Tapınağı andıran yerin neresi olduğu, nasıl keşfedildiği, fotoğraf ve videolarını çekenlerin kimler olduğu merak edilirken, olaya el koyan jandarma ekipleri olayı aydınlatabilmek için geniş çaplı araştırma ve soruşturma başlattı.

Tire Polisi ise işlenen esrarengiz cinayeti aydınlatabilmek için ilçede geniş çaplı bir soruşturma başlattı.

Yaptığı işine sıkı sıkıya bağlı olan ve kamuoyunu en iyi şekilde aydınlatabilmek adına gecesini gündüzüne katarak çalışan Öztürk, güler yüzü ve hoş sohbetiyle de kısa sürede sadece çalıştığı kurumlarda değil diğer devlet dairelerinde de örnek gösterilmeye başlandı.