Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
azıcık
  • sıfat Çok az, biraz
    "Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde." - S. Birsel
  • zarf (azı'cık) Kısa bir süre

"azıcık" kelimesinin kullanım örnekleri.

Eşinize karşı ilk kez yeniden arzulandığınızda, “libido”nuz ne kadar düşük olursa olsun, arzulanma ne kadar azıcık olursa olsun, hiç kaygılanmadan hemen üzerine atlayın ve becerin onu.

Yani antidepresanlar içiyor, o ilacı kullandığında bazen azıcık huyu değişiyor.

Pazarcılar maalesef azıcık deforme olmuş ürünleri satamıyorlar, tüketici beğenmiyor ve almıyor.

Eğer bu cüsse ve cesameti azıcık da olsa kaldırabilecek gücünüz yoksa girmeyiz.

Azıcık bizim gibi düşünmeyen birisi varsa hemen 'hain' diye damgalamak.

Mercan hayırsız bir kocası, azıcık aşı ve hayli ağrılı bir başı olan bir kadın.

Yuvalamaya giren malzeme, pirinç olur, ayrıca içine azıcık irmek koyuyorlar.

Kuvayımilliye'den bahsediyor, Allah aşkına, eğer Kuvayımilliye ruhu azıcık CHP'de varsa Kemal Kılıçdaroğlu'nu kovalamaları gerekir.

Bence Kemal Kılıçdaroğlu, lütfen azıcık öz eleştiri, otokritik yapsın.

Azıcık yüreğiniz varsa siz de açık kimliğinizle adresinizi yazarak mesaj atın.