Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
büyükçe
  • sıfat Biraz büyük
    "Aynı kamarayı paylaşacaksınız, büyükçedir, ikinize de yeter." - Z. Selimoğlu
  • Oldukça önemli
    "Büyükçe bir beyin humması geçirmiştim." - R. N. Güntekin

"büyükçe" kelimesinin kullanım örnekleri.

Baş döndürücü hızla gelişen iletişim araçları sayesinde dünya büyükçe bir köy halini aldı.

İş yerleri içerisinde bir yazıhane, soyunma odası, 2 tuvalet, banyo ve büyükçe bir çalışma alanı bulunuyor.

Savaştan sonra döndüğü memleketinde büyükçe bir fırın kuran usta, bu alanda çok sayıda insanın yetişmesine öncülük etmiş.

Türkiye güçlendikçe, Türkiye büyükçe bu kardeşlerimize kucak açtıkça, bizlere saldırılar artıyor.

Üstelik, bunların büyükçe bir kesimi, dışarısının emrinde ve adeta sahibinin sesi olarak hareket ediyorlar.

Küçük ağızları ve zehir bezelerinin bulunduğu pençe gibi büyükçe organları vardır.

Gümgüm olarak da bilinen Susuz Şelale kayaların arasından, suyun oluşturduğu büyükçe bir mağaranın içine dökülüyor.

Osmanlı döneminde Havran Bölgesi, Edremit kadılığına bağlı büyükçe bir karye durumunda kalmıştır.

Elmalardan çıkan suyu tekrar büyükçe bir kazan içerisine alarak, dışarıda ateş yakılarak kaynatmak için yerleştiriyoruz.