"büyülü" ne demek

"büyülü" kelimesinin kullanım örnekleri.

Fakat anılarının büyülü bir biçimde canlanması gibi bir olay gerçekleşmiyor.

Ve bu büyülü dünyada, kendi tasarımlarımızla yer almak tarif edilemez bir duygu.

Öğrenci buraya geldiğinde tekniğiyle baş başa kaldığında o renklerin büyülü dünyasına kapılıp her şeyi arkasında bırakıyor.

Zennelerimizle, habercimizle, izleyicimiz arasında dolaşarak tiyatroseverlerimizi daha tiyatromuzun kapısından içeri girer girmez bu büyülü ortama sürükledik.

Su altının büyülü dünyasını gören öğrenciler, sınav stresinden zaman geçirdi.

Şık kıyafetleriyle tüm gençler, eğlence hayatının o büyülü ambiyansından içeriye dalabilmek için adeta birbirleriyle yarışmaya başlar.

Evliliği engelleyemeyen Medea, aşkıyla orantılı bir öç alma yolu tasarlar, düğün armağanı olarak zehirli bir büyülü şal göndererek hem kral kızını hem de onu kurtarmak isteyen kralı öldürür, Jason'dan öcünüyse havsala almaz biçimde alır, kendi çocuklarını öldürür.

Deniz kızı kuyruğunu andıran görünümüyle dikkat çeken aydınlatıcı, yüzleri adeta büyülü su altı dünyasının parıltılı ışıltısıyla donatıyor.

Taşla büyülü bir yolculuğa çıkacak sanatçılar, yontu malzemesi olarak mermer kullanacak.