Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
büyütmek
  • -i Büyük duruma getirmek, genişletmek
    "Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." - N. Hikmet
  • Yetiştirmek, bakmak
    "Beni doğuran, emziren, büyüten anacığımı bunlara değiştim." - E. Şafak
  • Abartmak, mübalağa etmek
    "Bir ara yine işi büyüttüğüne, hayale kapıldığına hükmetti." - R. H. Karay
Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
büyütmek

bk. yakınlaştırmak

"büyütmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Türkiye büyüyen ekonomisi, lojistik altyapısı, iyi yetişmiş insan gücü ve her sektörde büyüyen pazarlarıyla işlerini büyütmek ve dünyaya açılmak isteyenlere sayısız fırsat sunuyor.

Paylaşmanın verdiği mutluluğu daha da büyütmek isteyen öğrenciler, iyilik hareketinin sınırlarını İzmir'in dışına taşıdı.

İşte bu sebeple, yardımlarımızı büyütmek ve farkındalığımızı artırmak için bir aradayız.

Bu amaca ulaşmak için bazı hastalarda büyütmek, bazı hastalarda küçültmek, bazı hastalarda ise sadece dikleştirmek yeterli olabilir.

Egemen kaptanın bulunamamasından sonra geride kalan iki çocuğunu büyütmek zorunda olan Sevil Atay, sosyal haklardan yararlanmak adına eşi için geçen yıl mayıs ayında, gaiplik başvurusunda bulundu.

Dolayısıyla bu noktada amacımız mekanları büyütmek değil, mekanları kutsallaştırmak değil, amacımız inancımızı özgürce yaşamak.

Naçizane tavsiyem, yeni bir iş kurmak isteyenler veya olan işini büyütmek isteyenler bu destekleri sıkı takip etsinler.

O nedenle gönüllerimizde önce o sevgi ve arzuyu besleyip büyütmek ve ona niyetlenmek gerekir.

Buradaki hesaplar bellidir yine siyasi ve ticari rant elde etmekte, yandaş zenginleri daha da çok büyütmek yada yeni yandaş zenginler türetme amacı güttüğü herkesçe bilinmektedir.

Bu ayda yapılan her türlü ibadet, yeryüzünü cehenneme çevirenlere karşı mücadeleyi büyütmek, toplumun duyarlılığını arttırarak dünyayı cennete çevirebilmek için yapılır.

Vilnius Belediye Başkanı olayı büyütmek istemediğini, anlaşıldığı kadarıyla Büyükelçinin şaka yapmak istediğini düşündüğünü ancak bunun modern deyimle şaklabanlık olduğunu söyledi.