Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -e Bağlama ihtimali veya imkânı bulunmak
"Büyük bir sevinç içinde olan Mevlâna, artık onu muhitine bağlayabilmek için bir çare düşünmüştü." - A. H. Çelebi
- Bağlamaya gücü yetmek
"bağlayabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bunun üzerine hızla belirtilen noktaya gelen ekipler, yunusu yaşama bağlayabilmek adına görülmeye değer bir çaba ortaya koydular.
Patlıcanları bağlayabilmek için maydanoz saplarını kullanmanız gerekecek.
Doktorlarla görüşen baba Süleyman Arslan, oğlunu hayata tekrar bağlayabilmek için tek umudun kök hücre tedavisi olduğunu öğrendi.
Kostak'ın ölümünün ardından diğer sokak hayvanlarına daha fazla destek olmaya çalışan hayvansever Köksal, yeni Kostak'ları hayata bağlayabilmek için gece gündüz çalışıyor.
Sadece ekmek kazanmak için, birisinin elektriğini bir yerden bir yere bağlayabilmek için gidebilecek silahsız masum insanları öldürecekler, bir tek sesiniz çıkmayacak sizin.
Amacımız mevcut takıma direkt monte edebileceğimiz birkaç oyuncuyu renklerimize bağlayabilmek.
Çocukların istedikleri objeleri çizerek onları okula biraz daha bağlayabilmek istediklerini kaydeden Kavi, çocukları sağlık açısından bilgilendirmek için de çalışmalar yapacaklarını ifade etti.
Biz o motoru söktük yerine elektrik motoru bağlayabilmek için, ara parçalar üretip bağlantı parçalarıyla birlikte bağladık.