Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp
ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp,
fanatik
"bağnaz" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kapalı toplumlarda, bağnaz ve tutucu ailede yetişen, çocuklukta tacize uğrayan kişilerde daha çok görülüyor.
Yıllar geçti, şu bağnaz düşünceyi aklımızdan ve futbol dünyamızdan bir türlü çıkaramadık.
Bütün Müslümanları incitecek sapkın, tahammülsüz, barbar zihinlerin kitabımız hakkında ortaya attıkları bağnaz fikirleri ve dünya barışını bozacak bu tür provakatif eylemleri şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz, tüm dünya kamuoyunu daha insaflı ve hakkaniyetli olmaya davet ediyoruz.
Sözde şiddet karşıtı görünüp, yaklaşımlarıyla bağnaz ve şiddete tapan zihniyet bu.
Bağnaz dindarlık, fundamentalizm ve radikalizm, dinler ve mezhepler arasındaki düşmanca duygular.
Bir kitap Necla Arat, son dönemin sorunları olan kadın hakları, irtica, bağnaz gelenekçilik ve çağdaşlaşma arasındaki savaşımı bir bilim insanı ve siyasetçi gözüyle örnekleyerek irdeleyen yazılarını bir kitapta topladı.
Başrollerinde Marcello Mastroianni, Daniela Rocca, Stefania Sandrelli ve Lando Buzzanca'nın oynadıkları İtalyan Usulü Boşanma filminde Germi, hem Sicilya'nın bağnaz ataerkil toplumunu, hem de bazı çarpıklıklar içeren İtalyan adalet ve hukuk sistemini taşlar.