"başarma" ne demek

"başarma" kelimesinin kullanım örnekleri.

ESKEP kurslarına katılan kadınlarımız evlerinin dışına çıkarak sosyalleşme imkanı bulurken, ilgi ve becerileri geliştikçe kendilerine olan öz güvenleri artıyor, başarma duygusu ile sosyal açıdan da kendilerini daha iyi hissediyorlar.

Evet, ama matematikten anlamıyorum yani ne kadar uğraşsam da matematiği başarma şansım zor.

İşveren bizlere el uzatmak yerine maalesef taşeronun eliyle grev kırıcılığı yapmak istiyor ama bunu başarma şansı yok, İZBAN işçisi kararlı.

Güncelleme, çalışma, öğrenme isteği, başarma isteği, hırs, hedefler, vizyon.

Kendine güvenen, hırslı, başarma arzusu ve azmi olan, kariyerine önem veren kadınların yükselmesi ve yükseldikleri yerde başarıya ulaşmaları kaçınılmaz.

Özgürlük ve iradenin mahiyetine de etki eden dünyanın yeni gerçekliği, var olma biçimi ve başarma yollarını değiştiren bir mücadele dönemini başlatmıştır.

Yaklaşık 75 yıllık zaman farkı kimseyi aldatmasın, bu topraklarda kooperatiflerin ihtiva ettiği mana bütünlüğü ve kooperatifçiliğe de ilham kaynağı olan birlikte üretme, birlikte başarma geleneği, hayat yükünü birlikte omuzlama alışkanlığı, hem kültürü hem de kurumlarıyla asırlardır vardı.