Güncel Türkçe Sözlük
başkaldırmak
-
-e Ayaklanmak, isyan etmek
"Hiçbir şeye isyan etmez, kimseye başkaldırmazdı." - P. Safa
-
nsz İyice coşmak, kabarmak
"Başkaldırmış denizle dövüşe dövüşe boğulanı gördün mü?" - Z. Selimoğlu
"başkaldırmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bu millet, bundan sonra da başını dik tutmak için, onuru haysiyeti için, zulme başkaldırmak için elbette şehit verecektir.
Çocuk bu davranışıyla, annesine hem başkaldırmak hem de annesinin ilgisini çekmek ister.
Türkmenlerin tarih boyunca yeni bir devlet kurmak, yönetime başkaldırmak gibi yanlış işleri olmadı, bundan sonra da olmayacak kanaatindeyim.
Biz herhangi bir zamanda aklımızın herhangi bir köşesinden bu zulüme başkaldırmak için silaha sarılmak geldi mi?