Kelime tanımını bul

Tarama Sözlüğü
bac

Yergi, cizye, resim, haraç.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
bac
  1. bk. baç (I).

  2. Zorbalıkla alınan para: Gelin arabasının önüne ip gerdim bac aldım.

Vikipedi
Bac

Bac, bir çeşit vergidir. Farsça baj kelimesinin Arapça ve Türkçede aldığı şekil olup, Gazneli, Selçuklu, İlhanlı, Akkoyunlu ve Osmanlılarda vergi manasında kullanılmıştır. Bu vergi; pazarlarda, panayırlarda alınıp satılan hayvandan, her cins maldan, ithal edilen ve Osmanlı topraklarından transit olarak geçirilen mallardan alınırdı. Önceleri bağlı oldukları hükümdara vermeleri gereken para ve armağanlara baj denilmekteydi. 13. yüzyılda tekalif-i örfiye nevinden (devletin daimi ve fevkalade giderleri için divanın kararı ile toplanan vergiler) bir vergi oldu.

Bac, Osmanlılarda ilk defa Osman Gazi'nin pazara getirilen her yük için iki akçe almalarını emretmesi ile başlamıştırÂlî Bey, Tevârîh-i Âl-i 'Osmân’dan 'Âşık Paşa-zâde Târîhi, İstanbul: Matbaa-i Âmire, İstanbul 1332, s. 19-20.. Bac'ın Narh uygulaması ile birlikte belirli kriterlere bağlı sistemli bir vergi şekline dönüşmesi ise, Bursa'nın fethinden sonra Orhan Gazi tarafından çıkarılan ilk İhtisab Kanunnamesi sayesinde olmuşturHakan Yılmaz, "Kuruluş Devri Osmanlı Sosyo-Ekonomik Tarihi Üzerine Araştırmalar-1: Osmanlılar'da İhtisab Kurumunun Menşei, Gelişimi ve Orhan Gâzî'nin Bursa'da Çıkardığı İlk 'İḥtisāb Ḳānūn-nāmesi' / Researches on Socioeconomic History of Ottoman State During Its Foundation-1: The Origin and Development of the Municipal Tax Collection Department in the Ottoman State and The first 'Law on Municipal Tax Collection Department' Introduced by Orhan Ghazi in Bursa", JTS/TUBA, Vol. 43 / December 2015, s. 201-236.. Tam olarak hangi tarihte çıkarıldığı bilinmeyen bu kanunnamede Osman Gazi'nin belirlediği iki akça Bac uygulaması büyük ölçüde sürdürülmüş; genel çerçevede ise Bursa'daki ehl-i hirfet ve dükkân sahiplerinden, sattıkları yükün ağırlığına, uzunluğuna ve ölçeğine göre yarım ilâ beş akça arasında bac alınması öngörülmüştürH. Yılmaz, a.g.m., s. 221.. Bu zamanda bac, yalnız satıcıdan alınan bir vergiydi. Fatih'in günümüze ulaşmayan Kanunnamesi'nde ise, alım-satım vergisi olarak kullanılmıştır. Kanunname'de yabancı memleketlerden getirilen mallardan alınacak bac miktarı genellikle % 20 olarak tespit edilmiştir.

Fatih döneminde çıkarılan Bac sisteminin zamanla bozulması üzerine, 1502'de II. Bayezid tarafından Bursa, Edirne ve İstanbul'da uygulanmak üzere yeni İhtisab kanunları düzenlenmiş ve eski hükümler kısmen ıslah edilip yeni bazı maddeler ilâve edilerek İhtisab kurumu tekrar işlevsel bir hale getirilmiştirÖ. Lütfi Barkan, “Bazı Büyük Şehirlerde Eşya ve Yiyecek Fiyatlarının Tesbit ve Teftişi Hususlarını Tanzim Eden Kanunlar-I: Kanunnâme-i İhtisab-ı Bursa (1502)”, Tarih Vesikaları, 2/7 (Haziran 1942), s. 15-40; Kanunname-i İhtisab-ı Bursa, haz.: M. Yılmaz Arıyörük, TSE Yayınları, Ankara 1995.. Yavuz Sultan Selim 15 Safer 918/2 Mayıs 1512'de çıkardığı bir fermanla, babası tarafından çıkarılan Bursa'daki ihtisab kanunlarının kendi zamanında da geçerli olduğunu ilan etmişH. Yılmaz, a.g.m., s. 228.; ayrıca yayınladığı genel İhtisab Kanunnamesi ile de İstanbul'daki Bac ve Narh oranlarını yeniden tespit etmiştir.

Bac, Osmanlılarda, alındıkları şeye ve şekle göre değişik isimler almıştır. Buna göre pazar ve panayırlarda satılan koyun ve keçilerden bac-ı ağnam; şehirde alınıp satılan her çeşit maldan, dokunan kumaş ve kesilen hayvanlardan bac-ı tamga; yurt dışından gelip, transit olarak memleketten geçen veya memlekette kalmak üzere gelen mallardan bac-ı büzürg ; pazar ve panayırlarda satılan her türlü hayvandan bac-ı kırtıl ve ülke dışına çıkarılan mallardan bac-ı niyabet adı ile vergiler alınmıştır.

Kaynakça[ değiştir]