"bakabilmek" ne demek

"bakabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Şube Başkanı Turgay Birlik, yaptığı açıklamada, bağımlılığın insanlığın gelmiş geçmiş en büyük terörizmi olduğunu belirterek, "Yarınlarımıza umutla bakabilmek adına ülkemizi, ailemizi toplumumuzu bu mikroptan arındırmak adına bu seminerde öğrencileri bilgilendirdik.

Peki nasıl olur da bugün bebeklerin bile taciz edildiği, dövülerek öldürüldüğü, çöpe atıldığı, kaybolduğu, organlarının çalındığı, bir gecekonduda yaşayan 12 yaşındaki Buse Assı gibi çocukların ailesine bakabilmek için okulu bırakıp tekstil atölyesinde işe girdiği, tecavüze uğrayıp kameralara kaydedildiği çocukların olduğu bir ülkede bu kadar kayıtsız yaşayabiliyoruz?

Geleceğe daha doğru ve hızlı bakabilmek adına, ihtiyaçları karşılamak aynı zamanda gelecekteki yapıyı da bugünden ön görmek gerekliydi.

Baktığı diğer engelli 2 kardeşi vefat eden, 2 kız ve bir erkek kardeşini de evlendiren vefakar abla, hayatta kalan engelli kardeşine bakabilmek için hiç evlenmedi.

Kaya, yaptığı açıklamada, hasta annesine bakabilmek için babasıyla birlikte bağda çalışmaya başladığını söyledi.

Gazilik unvanı verilmediği için ortada kalan Hasan Akbulut, işsiz kaldığı 8 aylık süreçte ailesine bakabilmek ve icralık olduğu borçlarını ödeyebilmek için ilçede atık malzeme toplamak zorunda kalmıştı.

Gündelikçi olarak çalışıyor Yaklaşık 20 yıl önce kocasından ayrılan Gülnaz Davulcu, hiçbir geliri bulunmaması nedeniyle çocuğuna bakabilmek için evlerde temizlik yaparak geçimini sağlıyor.

Yönetim Kurulu Faaliyet raporunu okuyan Becan, yarınlara umutla bakabilmek için kilit noktanın sabır olduğunu ifade etti.

Gaziantep'ten çalışmak için Hassa ilçesine gelen işçilerden 53 yaşındaki Bekir Bişkin ise, çocuklarına bakabilmek için zor şartlarda çalışmak zorunda olduğunu aktardı.

Hayata onların dünyasından bakabilmek, onlarla ilgilenebilmek çok önemli.

Ameliyat sonrası eşine bakabilmek için donör olması istenmeyen Figen Karavaş son umut oldu.