Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Başkası ile barış durumunda bulunan, dargın veya
düşman olmayan
Tarama Sözlüğü
Barışıklık, sulh.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Götürü, kabala, toptan.
"barışık" kelimesinin kullanım örnekleri.
Buna göre, İstanbul'un Sultangazi ilçesinde bulunan Cebeci Agrega ocaklarındaki kireçtaşı ve kumtaşı alanlarının rezerv, kalite ve ürettiği katma değer göz önüne alınarak, güvenli, çevreyle barışık, sürdürülebilir kullanımını sağlamak amacıyla, maden bölgesi ilan edilmesine karar verildi.
Halit Dursunoğlu, iletişim ilk olarak kişinin kendinden başlamak olduğunu belirterek, kişinin kendi ile iletişim halinde, kendi ile barışık olması gerektiğine vurgu yaptı.
Görele Belediye Başkanı Tolga Erener, önce betonlama ve kamelya çalışmaları yürüterek, halkın denizle barışık olmasını sağladığı alanı şimdi ise yaz aylarının vazgeçilmezi haline dönüştürdüklerini ve halkın hizmetine açtıklarını söyledi.
Tüm bunlara baktığımızda daha iyi eğitilmiş çoğunlukla bir nüfus, çok daha sağlam yönetim kuralları, bütün dünyayla barışık, şeffaf kurumsal yönetimi benimsemiş bunca şirket, canlı bir finansal ortam.
Ancak bu yola girildiğinde, yukarıda belirttiğimiz buyruk ve öğüt ile barışık ve AİHM yargılaması ile uyumlu bir yargılama gerçekleştirilebiliyor olacağız ve ihlal sayımızın azalmasını sağlamakla kalmayıp, adil ve hakkaniyete uygun, tatmin edici sonuçlar üreteceğiz.
Bir hafta süren izci kampında, öğrencilere doğayla barışık, doğa şartlarına karşı dayanıklık eğitimi verildi.
Çocuklarımızı hayvanlarla barışık, hayvan sevgisiyle dolu ve hayvan haklarına saygılı bireyler olarak yetiştirirsek, bugünlerde sık sık gündeme gelen ve esefle kınadığımız, lanetlediğimiz hayvanlara şiddet ve işkence olayları hiçbir şekilde yaşanmaz.
Ağaçla barışık, ağaç dikmek, ağaç yetiştirmek, onun ürünlerinden çevreyi faydalandırma anlayışına sahip bir hükumet olmamıza rağmen, 3 buçuk milyar ağaç dikilmesine rağmen halen birçok bölgenin ağaçlandırılması gerekiyor.
Big Brother Türkiye bir dargın bir barışık ilişkilerini sürdüren İdil Naz Kaluç ve Arsel'in dudak dudağa öpüşmeleri ortalığı karıştırdı.
Buna göre, İstanbul'un Sultangazi ilçesinde bulunan Cebeci Agrega ocaklarındaki kireçtaşı ve kumtaşı alanlarının rezerv, kalite ve ürettiği katma değer göz önüne alınarak, güvenli, çevreyle barışık, sürdürülebilir kullanımını sağlamak amacıyla, maden bölgesi ilan edilmesine karar verildi.
Kendisi ise her zamanki gibi kıpır kıpır, etrafa ışık saçıyor, arada oğlana dayak attığı sahneyi anlatırken gözü doluyor, sonra kahkahayı patlatıyor, dediği gibi her duygusuyla barışık, orada değişen bir şey yok.
Milli Eğitim Bakanlığı ailesi olarak başta şahsım ve tüm çalışma arkadaşlarımla milli, manevi, insani, ahlaki ve kültürel değerlerimizi içtenlikle benimseyen, bunları geliştiren, ailesini, milletini, vatanını gönülden seven ve bunları yüceltmek için sürekli çaba harcayan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşı olmaktan her zaman gurur duyan ve bu ülkeye, insanımıza hizmeti her zaman erdem sayan din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın bütün insanların haklarına, düşüncelerine ve inançlarına saygı duyan zihinsel, bedensel, ruhsal ve duygusal yönden sağlıklı ve toplum ile barışık, kendine güvenen hür ve bilimsel düşünceye sahip, öğrenmeyi hayat boyu devam eden bir süreç haline getirmiş akli melekelerini ve muhakeme yeteneğini sadece kendisi kullanan bir insan modeli yetiştirmek en büyük görevimiz olacaktır.
Geçmişiyle barışık ve geleceğe açık bir gençlik Türkiye'yi yönetmeye namzet olacaktır.