Güncel Türkçe Sözlük
- Doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere
sığınmak
-
nsz Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak
oturmak
"İnsan barınacak yerler yaptı, yiyeceğini pişirerek yemeye başladı." - N. Hikmet
- Bir yerde yatarak geceyi geçirmek
-
nsz Soyut kavram bir yerde etkili olmak, gelişecek
ortamı bulmak
- Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak
"Girip çıktığı mesleklerin hiçbirinde üç dört, hadi bilemediniz, altı aydan fazla barınamadı." - H. Taner
Tarama Sözlüğü
Geçinmek, kendini yaşatmak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Bulunduğu durumu uzun zaman muhafaza etmek.
Bir yerde çalışmak
Geçinmek.
Az çok geçim temin etmek.
Kuvvetlenmek, kendine gelmek.
Tatmin etmek: Senin lafların hoşuma gitti, beni barındırdın.
"barınmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Padisli Pierre Audat Mimarlık tarafından çizilen projeye göre kampüste eğitim binası, kütüphane, bir oditoryum, barınmak için yurtlar ile spor ve sergi alanları bulunacak.
Ancak 153 hattından kadının barınmak için kendilerine herhangi bir başvuru olmadığı kaydedildi.
Barınmak için hijyenik ortamlara sahip değiller ve tüm bu durumlar birleşince salgın hastalıklar insanları tehdit eder vaziyette oluyor.
İşlek yerlerdeki hayvanlar barınıp, beslenebilirken, kenar mahallelerdeki sokak hayvanları ise hem beslenemiyor hem de barınmak için daha fazla insanlara ihtiyaç duyuyor.
Kamplarda barınmak zorunda kalan Suriyeli ailelere Türkiye ve dünyanın farklı noktalarından gönderilen yardımları ulaştırdıklarını belirten Tosun, ''İdlib ve kırsalındaki kamplarda barınan Suriyeli ailelere, gıda başta olmak üzere birçok kalemde insani yardım ulaştırıyor.
Dönüşlerinde ise yurtta barınmak için yeniden müracaat etmeleri gerekir.
Üniversiteyi bitirdikten sonra 2013 yılında İstanbul'a iş aramaya gittiğini, örgüte ait evlerde barınmak zorunda kaldığını anlatan S.
Bu yayla evlerinde kışın vatandaşlarımız yok ama bu illegal yapılanmalar buraları hem barınmak hem de oradaki yiyecek maddeleri için kullanabiliyor.