Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Görme kuvveti.
"basarak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesi Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi koordinasyonunda bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek olan İkinci Ulusal Antarktik Bilim Seferi (TAE-II) kapsamında kırktan fazla üniversite ve çeşitli kurumlardan yüze yakın bilim insanı, araştırmalara katılacak ve yaklaşık 40 Türk bilim insanı kıtaya ayak basarak bilimsel çalışmalar yürütecek.
Bilirkişi raporu ve iş yerindeki güvenlik kamera görüntülerine göre, olay günü Alacrah'ın plastik öğütme makinesine girdiği, Hamidi'nin düğmesine basarak makineyi çalıştırdığı öne sürülmüştü.
Adaylar belgelerin uygun ve okunaklı yüklendiğinin kontrolünü belge görüntüle butonuna basarak yapacaktır.
Bir orman gibi kardeşçesine' Yaşayacaksak hep beraber, birbirimize saygı göstererek, farklılıklarımızı bağrımıza basarak yaşayacağız.
Karizmanın gölgesinden istifade ederek, partinin sırtına basarak yükselecek kişilerin değil, kendisinin toplumda bir karşılığı olan, partiye ilave bir oy getirebilecek olan, partinin politik duruşunu kuvvetlendirecek adaylar olmasını tercih ediyoruz.
Tehlikeli gösterinin ardından magandalar kestikleri trafiği açıp konvoy halinde kornalara basarak ayrıldı.
Hikayenizi hazırladıktan sonra, ekranın sol altında bulunan 'Yakın Arkadaşlar' butonuna basarak hikayenizin sadece yakın arkadaşlar listenizdeki kişiler tarafından görülmesini sağlayabilirsiniz.
Floransa kentinde piknik yapacak başka alanların da olduğunu söyleyen Nardella, insanların sokakta yürürken yemek yemeğe bittabi hakları olduğunu, yasaklanması tasarlanan konunun bu olmadığını, insanların uzun süre oturmasını engellemek adına para cezası yerine bu önlemi bulduklarını çünkü bunun çok daha elit bir yöntem olduğunu üzerine basarak belirtti.
Adaylarımızın artık partinin üstüne basarak yükselen kişilerden değil ya da Sayın Cumhurbaşkanımızın karizmasının gölgesinden istifade ederek siyaset yapan kişilerden değil, bizatihi kendisinin varlığı olan, değeri olan, karşılığı olan, toplumda albenisi olan kişilerden oluşmasını istiyoruz.
Kurulan butonlu sinyalizasyon sistemi ile vatandaşlar ve öğrenciler, trafik ışık direğindeki butona basarak güvenli bir şekilde karşıdan karşıya geçebilecek.
Aramızda ki kadim kardeşlik ilişkilerinden rahatsız olan kişiler dindaş Suudi ve diğer ülkelerin damarlarına basarak Müslüman ülkeleri sınamak istemektedirler.
Açlık butonu için yarışan takımlar, hafta içerisinde en aç olduğu dönemlerde bu butona basarak karınlarını doyurabilme hakkı kazandı.
Hırsızlar makinenin içinde gerekli sıfırlama düğmesine basarak onu bulmak için endoskop kullanıyor.
Durma süresinin 3 saniyeden uzun olduğu durumlarda ise sürücü direksiyondaki devreye alma tuşuna veya hafifçe gaz pedalına basarak otomobili hareket ettirebiliyor.
Grup 1950 metredeki Kılçıklı mevkiine ulaştığında, ekipte yer alan Suat Özkan kar kramponlarıyla buzla kaplı bir kayaya basarak 10 metrelik uçurumdan düştü.