Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş
"Bir ara bezgin bakışlarımla karşılaşan Şeref, toparlanmak gereği duyuyor." - A. Ümit
- Solgun, cansız
"Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım." - H. S. Tanrıöver
-
zarf Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş bir
biçimde
"Kafasındaki çalkantılar yüzünden kaşları bezgin çatıldı." - L. Tekin
"bezgin" kelimesinin kullanım örnekleri.
Polis çaresiz, adliye yetersiz, siyaset duyarsız, halk tedirgin ve bezgin!
Araçta bulunan Bezgin Kırbaş, Hasan Hüseyin Kırbaş, Aygün Gaz ve Polat Pişirici, yaralandı.
Öğrencilerin yarıştığı son kategori olan kompozisyon yarışmasında Feyza Bezgin birinciliği, Burhan Faruk Aslan ikinciliği, Mete Yazıksız üçüncülüğü kazandı.
Halil Balkanlar, Berrin Kulya Balkanlar ve Diyar Gönülalçak'ın rol aldığı komedi oyununda, eli maşalı bir kadın olan Nadya'nın bezgin ve unutkan kocası Boris'in maaşını sakladığı yeri hatırlaması için gazetede gördüğü ilan üzerine eve hipnozcu çağırmasının ardından gelişen olaylar ele alınıyor.
Bezgin ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, Bülent Ecevit Parkındaki İrfan Mandalı heykelinin önünde basın toplantısı düzenledi.
Fahrettin Çakan, AA muhabirine, Yusuf Umut gelmeden önce hayattan bezgin olduğunu, kendisini 60 yaşında gibi hissettiğini söyledi.
Törene, İlçe Kaymakam Vekili Ahmet Nuri Demir, Belediye Başkanı Mustafa Çibik, Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Ertürk Bezgin, İl Genel Meclis Üyesi Halim Göral ve ilçe protokolü ile Yüklenici Firma yetkilileri katılarak dualar eşliğinde spor salonunun temeli atıldı.