Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -le Birleştirme ihtimali veya imkânı
bulunmak
- Birleştirme becerisi bulunmak
"birleştirebilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Örgüt, Fırat Nehri'nin batısındaki Afrin ile Münbiç ilçelerini coğrafi olarak birleştirebilmek için Bab'ı ele geçirmek zorunda.
İş, sadece saha ve bina inşa etmek değil, bu noktada önemli olan her şeyi bir felsefe etrafında birleştirebilmek.
Kooperatifleşmek, bir araya gelebilmek imkanları ve güçleri birleştirebilmek son derece önemli.
Kongre, İslam dünyasındaki takvim yapıcılarına, Müslümanları medeniyetlerinin ve kimliklerinin göstergesi olan bir takvim etrafında buluşturabilmek, duygu ve düşüncelerini birleştirebilmek için bu takvimin ilkelerini benimsemeye çağırır.
Ama bence özellikle de demografik yapısı bu kadar karmaşık olan bir kentte bunlardan daha önemlisi insanları bir araya getirmek, onları kaynaştırmak, bütünleştirmek, barış ve hoşgörü içerisinde bir ortak payda etrafında birleştirebilmek.
Öncelik kapasiteli oyuncuları bir arada tutabilmek sonraki aşama ise bu oyuncuları sistem etrafında birleştirebilmek.