Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Ayıp, kusur.
"bozar" kelimesinin kullanım örnekleri.
BAZILARI DENGEYİ BOZAR Ataksi ya da dengesizlikte; gerçek bir dönme algısı, terleme, bulantı ve kusma olmayıp, tamamen denge bozukluğu söz konusu olduğunu, beyin, beyincik, omurilik ya da periferik sinirlerin hastalığında görülen bu durumun nöroloji uzmanlarının konusu olduğunu vurgulayan Doç.
Özlem'in sevdiklerini kaybetme korkusuyla şuursuzca yaptıkları herkesin huzur ve düzenini bozar.
Böyle bir durumda kadrodaki oyuncular paralarını alamazken veya sıkıntı varken, yeni transferler yapıp oraya para harcamak içerideki dengeleri de bozar.
Grip burun, boğaz, bronş ve muhtemelen akciğerler dahil solunum sistemini bozar.
Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar.
Bağırsak kanalındaki parazitik enfeksiyonlar vücudun besinleri emebilme yeteneğini bozar.
Artan kan basıncı damar iç yüzeyindeki endotel denen tabakayı zaman içerisinde bozar.
Böyle olunca, burna enfiye çekmek, boğaza inecek şekilde bol miktarda su çekmek gibi davranışlar orucu bozar.
Bir harflik hecelik sapma bile ahengi bozar orada başından sonuna 11 heceli ise 11 heceli bir şiir olarak okunmalıdır.
Heparin benzeri etki göstererek o bölgedeki pıhtılaşma mekanizmasını bozar ve kan emerek beslenir.
Bağırsak kasılmalarını azaltır kabızlık yapar, lenfosit proliferasyonunu baskılayarak bağırsağın bağışıklık sisteminin bozar.