Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Bucağı olmayan
"bucaksız" kelimesinin kullanım örnekleri.
Vali Seddar Yavuz, burada yaptığı konuşmada, Ordu'nun tabiatı, yaylaları, dereleri, uçsuz bucaksız sahili ve nezaket sahibi insanıyla fark yaratan bir şehir olduğunu söyledi.
Yüzyıllar boyu süren, nice hayatlara, paralara mal olan, tecrübelerle harmanlanmış uçsuz bucaksız bir bilgi birikimi kazandı.
Yurdumuz uçsuz bucaksız Gökte yıldız kadar köylerimiz var Ama uzak ama harap ama garipsi Alın benim gönlümden de o kadar Uçsuz bucaksız köylerimizde kuşlar gibi Her sabah çocuklar size uçar Ama küçük, ama büyüyen, ama güleç Alın benim gönlümden de o kadar Siz kara göklerin yıldızları Işıtın yurdumuzu sabaha kadar Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu Alın benim gönlümden de o kadar.
Doğu Anadolu'da, Kars'ın Sarıkamış ilçesinden başlayarak kuzeyde Erzurum'un Şenkaya ilçesi sırtları ile güneydeki Aras Vadisi arasında kalan Süphan Dağı çevresine kadar ulaşan ormanlar, uçsuz bucaksız görüntüsüyle büyülüyor.
Yapılacak çalışmayla ziyaretçiler, uçsuz bucaksız ormanların arasında kızakla seyahat edebilecek.
Hudutsuz, sınırsız, uçsuz bucaksız, ölçüsüz, endazesiz bir bilimdir bu.
Uçsuz bucaksız ormanları, zirveleri, kanyonları ve şelaleleriyle parmakla gösterilen Kabadüz ilçesindeki Gerce Şelalesi, sonbaharın gelişiyle görenleri adeta mest ediyor.
Uçsuz bucaksız bir ağaç müzesine benzeyen ormanda yaşadığınızı yeniden duyumsayabilmek, yaprakların yeşilden sarıya, kahveden kızıla dönüşen renk cümbüşünü izleyebilmek için bundan güzel fırsat olur mu?