Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Bunalımlı
"Durum buhranlı ve çok tehlikeliydi." - F. R. Atay
"buhranlı" kelimesinin kullanım örnekleri.
Teşkilatımızı tüm ilçelerimiz ile beraber buhranlı süreçte dimdik ayakta tuttuk.
Tarihin yakın kıldığı iki millet olan Türkler ve Gürcüler arasındaki ilişkilerin, buhranlı geçen 20.
Zamanında yokluk ve kıtlık görmüş aziz milletimiz kanaatkarlığı ve zor günlerde kenetlenip zorluğa birlikte göğüs germesi sayesinde buhranlı günleri atlatmış ve bugünlere gelmiştir.
Şu an ekonomik olarak yaşadığımız buhranlı günlerin aşılmasında bizlere çok fayda sağlayacak dış ticaretin gelişmesi ve ihracatlarımızda sürdürebilir küresel rekabet gücümüzün artırılması için katma değeri yüksek ürünlerimizin olması gerekmektedir.
Cumhurbaşkanımızın seçilmemesi halinde ülkemizi çok zor, zahmetli kritik ve buhranlı günler bekliyor olacaktır.
Bütün mesele ümidini kaybetmeden geleceğe güvenle bakıp, milletine güvenerek o buhranlı günlerden sıyrılıp tekrar güzel ve güneşli günlere ulaşacağına olan inancı ve imanı muhafaza edebilmektir.
Bahçeli, fethin inançsız kalabalıkların, ülkü ve heyecanını kaybetmiş yığınların, gölgesiyle kavgalı, ruhen dalgalı, fikren buhranlı aciz ve küçük insanların harcı olmadığını bildirdi.
Yunan Komutanı Vasili'nin eşi, Leon'un annesi olan Veronika, yıllar önce ilk çocuğunu kaybettiği günden beri ruhunun bir yarısı eksik, kendi hafif esrik, bazen buhranlı, bazen şen kahkahalar atan, kocasına ise çok derine gömdüğü bir öfke barındıran, oldukça alımlı, delişmen tabiatlı bir kadındır.
Medeniyet birikimimizin pejoratif adlandırmaya tabi tutulduğu ve insanımızın kendi öz değerlerinden uzaklaşarak, dayatılan Batılı değerlere sahip olmaya başladığı zamanlarla birlikte bizim için de buhranlı dönemler başlamıştır.