Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
bulaşmak
  • nsz Bir nesne, üzerine sürülen bir şey yüzünden kirlenmek
    "Tabak bulaştı."
  • -e İstenilmeyen bir madde bir şeye sürülmek
    "Yüzüne gözüne yer yer kepek bulaşmıştı." - S. F. Abasıyanık
  • -e Hastalık geçmek, sirayet etmek
    "Çocuğa suçiçeği bulaşmış."
  • -e Çatmak, sataşmak, tedirgin etmek
    "Atiye'nin ters ters yüzüne bakmasına aldırmadan yerde bir dirseğinin üstüne uzanmış keyifle yatan Seyit'e bulaştı." - L. Tekin
  • -e İstemeden veya rastlantı sonucu bir işe karışmak
    "Seninle hiç alakası olmayan bu işe bulaşmak istemiyorsun." - A. Ümit
Tarama Sözlüğü
bulaşmak
  1. Karışmak, fenalaşmak.

  2. Musallat olmak.

  3. Çatmak, sataşmak, duçar olmak.

  4. Meşgul olmaya başlamak.

  5. Alûde olmak, bulanmak.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
bulaşmak
  1. Başlamak: Yarın işe bulaşacağım.

  2. Bir işe istekle başlamak: Çok acıkmıştı, bulaştı yemeğe.

"bulaşmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Yağan yağmurla birlikte bütün sokakları kaplayan kanalizasyon atıklarına bulaşmak istemeyen vatandaşlar ise zıplaya zıplaya dar sokaklardan ilerlemeye çalışıyor.

Konuşmalar sonrasında, protokol ve vatandaşların uzun kuyruklar halinde bayramlaşması ve bir dahaki bayramda tekrar sağlıkla bulaşmak temennileri ile tören sona erdi.

O yüzden tek kişi olarak sivri dilli laflar edip ona buna bulaşmak bana göre değil, yapamıyorum ama yapanları da gayet güzel alkışlıyorum, o ayrı.

Kaldı ki vatandaş siyasete bulaşmak istemiyor, birinin mitingine gitse, konuşmasını dinlese, yaftalanıyor, onun için de uzak duruyor.

Artık hani inşaatlardan, betondan, trafikten kaçıp, biraz toprağa bulaşmak istedik.