Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -le Buluşturma ihtimali veya imkânı
bulunmak
- Buluşturmaya gücü yetmek
"buluşturabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kongre, İslam dünyasındaki takvim yapıcılarına, Müslümanları medeniyetlerinin ve kimliklerinin göstergesi olan bir takvim etrafında buluşturabilmek, duygu ve düşüncelerini birleştirebilmek için bu takvimin ilkelerini benimsemeye çağırır.
Kırsal mahallelerde birçok çalışmalarını yapıldığını vurgulayan Başkan Gülenç, kırsal mahalleleri daha yaşanır ve güzel hizmetlerle buluşturabilmek amacıyla gece gündüz çalıştıklarını belirtti.
Ve biliyoruz ki, İnsan Kaynakları sektörünün ve istihdam piyasasının en önemli ihtiyacı, doğru adayla doğru işi buluşturabilmek.
Kırsal mahallelerde su sorunun da kalmadığını vurgulayan Başkan Atilla, kırsal mahalleleri daha yaşanır ve güzel hizmetlerle buluşturabilmek amacıyla gece gündüz çalıştıklarını belirtti.
Engelli sporcu Demirtaş, engellilerin spora bakış açısını değiştirmek, onları sporla buluşturabilmek amacıyla yeni takımızı yakın bir zamanda Erzurum da kuracağız.
Bilgi kirliliğinin, propaganda çalışmalarının içinden doğru haberi çıkarabilmek, bu haberi tarafsız olarak okurla buluşturabilmek teknoloji çağında daha zor bir hal almaktadır.
Bu yarayı onarmak için, bu yarayı şifayla beraber buluşturabilmek için.
İş gücü piyasasının en temel sorunlarından biri, nitelikli iş gücünü ortaya koyup iş gücü piyasasında arz ve talebi yeti ve yetenek anlamında buluşturabilmek.
Okul öncesi ilkokul ve ortaokul çocuklarını nitelikli kitaplarla buluşturabilmek için Germencik Belediyesi bir adım daha attı.
İkinci yarında daha iyi üretebilmek için, forvet oyuncularımızı daha çok topla buluşturabilmek için küçük değişiklikler yaptık.
Mutlu, Doğu Anadolu Bölgesi'nde çok fazla madde bağımlısı çocuk bulunduğunu vrugulayarak, sokaklarda madde bağımlısı çocuklarla iletişime geçerek onları sporla buluşturabilmek ile ilgili gerekli adımları attıklarını kaydetti.