Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
bulundurma
  • isim Bulundurmak işi

"bulundurma" kelimesinin kullanım örnekleri.

Osmaneli İlçe Jandarma karakoluna getirilen ve ifadeleri alınan şüpheliler serbest kalırken, bağık ağı ile bulundurma ruhsatlı silahla silaha el konuldu.

Servis şoförünün kazaya sebebiyet veren kişi olan tam kusurlu ve sorumlu olduğunu, servis şirketinin aracın maliki ve işleteni olarak sorumlu olduğunu, özel okulun ise serviste rehber öğretmen veya hostes bulundurma şartını koşmadığı, öğrencilerin servis aracına iniş ve binişlerinin kendi kaderlerine bırakıldığı ve gerekli özenin gösterilmediği sebebiyle sorulu olduğunu iddiasıyla dava açarlar.

Zanlının, saldırıda kullandığı silahın bulundurma ruhsatlı olduğu belirlendi.

Saldırıda kullandığı silahın bulundurma ruhsatlı olduğu belirlenen zanlı, çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

Taşıma ruhsatım olmayan ama bulundurma ruhsatım olan silahım yanımdaydı, olay günü kendisi ile konuşmak için o eve gittim.

Edinilen bilgiye göre, Kuşadası Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan çalışmada, Kuşadası İlamat ve İnfaz Bürosunca Ailenin Korunmasını İhlal eyleminden, Kuşadası Sulh Ceza Hakimliğince Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma ve bulundurma suçundan, İzmir 22.

Gasp, adam yaralama, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu bulundurma gibi suçlardan sabıkasının bulunduğu ifade edilen M.

Şüphelilerin yaralama, uyuşturucu madde bulundurma ve tehditten sabıkalarının bulunduğu aktarıldı.

Ç adına düzenleniş bulundurma ruhsatlı 9 mm çapında tabancaya ait 2 adet şarjör, 29 adet 9 mm çapında dolu fişek 1 adet 7,65 mm çapında tabanca ve tabancaya ait 1 adet şarjör, 6 adet 7.

Buna göre, okul servis araçlarında her öğrenci ve çocuk için üç nokta emniyet kemeri ve gerekli koruyucu tertibat ile her koltukta oturmaya duyarlı sensörlü sistem bulundurma, iç ve dış kamera sistemi ile en az 30 gün süreli kayıt yapabilen kayıt cihazı zorunluluğuna ilişkin verilen süre bir yıl uzatılarak 3 Eylül 2019 olarak belirlendi.

Bazılarına göre gününü gün etme, bazılarına göre de elinde yaptırımcı bir güç bulundurma.