Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Eşsiz, nadir, kıymetli
"Konuşmamız boyunca bunun benim için bulunmaz fırsat olduğunu yineleyip durdu." - A. Ümit
"bulunmaz" kelimesinin kullanım örnekleri.
Afşin İlçe Emniyet Müdürlüğü bahçesinde polislerden kepçesini teslim alan Ali Bozoğlan, "Umudu kesmiştik, makine bulunmaz demiştik.
Bunlar mal çalamazsınız, bozuk mal üretemezsiniz, haram mal imal edemezsiniz, can alamazsınız ve benzeri ahlaksızlıklar asla bir ahide bulunmaz.
Yapılan konuşmaların ardından Allotropi Değişim Danışmanı Ömer Karapınar tarafından “Yeni Fikir Bulunmaz, Üretilir” konulu sunum gerçekleştirildi.
Üniversite ve Zeytinpark'ın ortak projesiyle ilgili Çandır ve Ünal'a bilgi veren Hanyaloğlu, çok sayıda bitki ve hayvan varlığına ev sahipliği yapan Zeytinpark'ın öğrenciler için bulunmaz bir çalışma alanı olduğunu kaydetti.
Böyle yerler bulunmaz bir doğa harikası, normal evlerden yapı olarak daha sağlamdır.
Hem bizim hem Afrika ülkeleri için bulunmaz bir fırsat sunuyor bu yakınlaşma ve işbirliği girişimleri.
Yine bölgemiz mavi tur tutkunları için bulunmaz koylara ve eşsiz güzelliklere sahiptir.
Bu yüksek inanç ve sadakat, muazzam bir kudretten nasıl bir mücadele yöntemi çıkabileceğinin de eşi bulunmaz bir örneğini teşkil edecektir.
Hem çay saatlerinizi lezzetlendirmek hem de çat kapı gelen misafirlerinize enfes lezzetli bir tatlı hazırlamak için sultan sarması tarifi bulunmaz bir nimet olacaktır.
Mantarlar yedek besin maddesi olarak glikojen, yağ ve bazen de mannitol depo ederler, nişasta bulunmaz.
Ahmet Mağal da kayak merkezinin kış memleketi için bulunmaz bir nimet olduğunu söyledi.